Soruya farklı perspektiflerden bakılabilir, inancı olan biri için tanrı, evreni insan için yaratmıştır. Dolayısıyla onun var olması ve var olmasını destekleyecek gerekli ortamı sağlaması zorunludur. Bilimin bakış açısından ise böyle şeyler olumsallığa bağlıdır, o yüzden 'Amacım nedir?' gibi sorular bilim için değildir. Felsefi yaklaşım sergileyen kişiler için bir çok durum söz konusu olabilir. Örneğin gerçekleşmeye en meyilli olasılığın gerçekleşme süreci zorunluluk olarak nitelenebilir ve var olmak zorunlu hale getirilebilir.
Dünya da yaşamı başlatabileceği düşünülen 'panspermia hipotezi' bozuk para örneğin gibi nedenselik ile eşdeğerdir. Eğer parayı atmazsan yere düşmez, yani yaşam zorundalığı kalkar. Ama senin parayı atmamanı sağlayarak zorundalığı kaldıran şeyin ne olduğu önemlidir. Neden nedir? Bilmiyoruz.
Bu yazıdan sonrasını felsefe ile tamamlayacağım, merakın bu yönde değilse soruna cevabım bu kadar.
Dünyada yaşam tanrı tarafından başlatılmışsa bunun bir nedeni olması gereklidir, neden aynı zaman da sonuç niteliği de taşıdığı dolayısıyla; amacı olan şeyin amacı vardır sonucuna varılır. Bu da bizlerin nedenlerinin sonsuzluğa dayanmasını sağlamaktadır. Eğer var olmak zorundaysak bunu zorunda yapan şey nedir, bunu zorunda yapan şeyin dinamik olması bizlerin zorunlu olmadığı anlamına gelir. Bu da bizi her şeyin yaşanmak zorunda olduğu sonucuna getirir. Her şey yaşanmak zorunda ise özgür irademiz yok demektir, çünkü determinizm hakimdir.
Eğer gerçeklik dediğimiz kavram sonsuz ise Dünya veya Dünya benzeri gezegenler de yaşam olasılığı varsa elbette ki başlamak zorundaydı, çünkü bu yaşamı destekleyecek olasılık bir gün gerçekleşme potansiyeline sahiptir. Örneği biziz.
Yani zorundalıktan kastının ne olduğu önemlidir, Tanrı tarafından seçilenler ya da kendi kendine olanların sonucu zorundalık olarak isimlendirilebilir.
Var oluşumuzun ulaşabileceği sınırlandırmalar vardır. Sınırlandırılan varlık da gerçek nedir bilme kabiliyetine sahip değildir. Bu konuda elbette ki en doğru olduğuna inandığımız sonuçlara da varabiliriz, ancak o zaman popper önermesini çiğnenmiş oluruz. Yani kainatın bilgileri kendini tamamlayan bir bütün olmak istiyorsa, kendi ölçütü(yanlışlanabilir) olmak zorundadır.
Sonuç olarak var oluşumuzu aşan şeyler vardır, varlık sınırımız da her şey ebediyete dayanıyormuş gibi görünüyor. Varlık yorumlarımız da subjektif olduğundan başka bir gezegende daha iyi evrimleşen bir ırk için var oluş zorunlu olmayabilir.