Aslında evrim ağacının bu konuyla ilgili bir yazısı var. Sizin sorunuza cevaben buraya da ekleyeyim dedim. Biraz uzun olacak ama olsun :)
Şempanzeler, bizim yaşayan en yakın kuzenlerimizdir. Onlar ile çoğu insanın bilmediği benzerlik ve farklılıklara sahibiz. İnsanlar ile diğer iki şempanze 5-8 milyon yıl öncesi bir dönemde ortak bir atadan evrimleşmişlerdir. İki şempanze türü ise yaklaşık 2 milyon yıl önce birbirlerinden ayrılmıştır. Şempanze ve insan genomları birbirinin %98,8 oranında aynısıdır. Bu sayı çok inanılmaz gelebilir, fakat yaşayan bütün organizmalarla, basit hücresel fonksiyonlar için kullanılan genleri paylaşmaktayız.
Şempanzelerin beyin hacmi ortalama 350 cc’tür. İnsanın beyin hacmi ise yaklaşık ortalama 1.350 cc’tür. Tek başına beyin büyüklüğü, zekayı kesin olarak belirtmez. Nobel ödülü almış insanlar arasında, beyin hacmi 900 cc olandan 2.000 cc olana kadar çeşitlilik bulunmaktadır. Beynin farklı parçalarının yapısı ve organizasyonu, zekayı belirlemekte daha güvenilir bir yoldur. İnsan beyni, şempanzeninkine göre daha fazla yüzey alanına sahiptir, nedeni ise insan beyninin daha kıvrımlı olmasıdır. Ayrıca insan beyni, birçok bölümü arasında büyük sayılarda bağlantılara sahiptir. Bunların dışında göreceli olarak daha büyük olan frontal lob bize daha mantıklı ve soyut düşünme yeteneği sağlamaktadır.
Şempanzeler sosyalleşmeye çok zaman ayrımaktadır. Sosyalleşme zamanlarının çoğunu birbirlerini tımarlayarak geçirirler. Ergen şempanzeler ise sıklıkla oyun oynayıp, birbirlerini kovalayıp dururlar.Ancak, bizim yaptığımız çok sayıda önemsiz sayılabilecek konuşmalar, şempanzelerin birbirlerini tımarlamasının daha farklı ve özelleşmiş bir versiyonu denebilir. İnsanlar ayrıca, fiziksel temasla da ilişkilerini güçlendirirler: Sırt sıvazlama, sarılma ve arkadaşça dürtme buna örnek gösterilebilir. Primat sosyal grupları, beyin büyüklüklerinin yansımalarıdır.
Şempanzeler, iletişime geçtikleri diğer şempanzelerin sosyal statülerine bağlı olarak karmaşık selamlama ve iletişim yöntemlerine sahiplerdir. Homurtu, hırıltı, soluma sesi, bağırma, yuhalama benzeri seslerden oluşmuş olan sözlü iletişim çeşitliliğine sahiplerdir. Fakat iletişimlerinin çoğunluğunu yüz ifadeleri ve jestleri aracılığıyla yapmaktadırlar. Şaşırma, sırıtma, savunma, rahatlama gibi birçok yüz ifadesi insanlarla ortaktır. Ancak insanlar, dişlerini göstererek gülerken, şempanzeler ve diğer birçok hayvan bunu sinirlendiklerinde ve tehlike anında yaparlar. İnsan iletişimin büyük çoğunluğu seslerle yapılır. İnsanlar, çok çeşitli sesler üretmeye yarayan karmaşık ses tellerine sahiptir. Ama bu yapı, şempanzelerin yaptığı gibi aynı anda hem içip, hem de nefes alabilmemizi engellemektedir. Ek olarak, bizler, sesleri değiştirmeyi sağlayan daha kaslı dil ve dudaklara sahibizdir.
Şempanzeler de, insanlar da omnivordur, yani hem etle hem de bitkiyle beslenmektedir. İnsanlar, şempanzelere göre daha etçillerdir, et sindirmeye daha yatkın bağırsaklara sahiplerdir. Şempanzeler, bazen diğer memelileri –çoğunlukla maymunları- avlarlar, bunun dışında kendilerini meyve ve ara sıra böceklerle sınırlandırmaktalar. İnsanlar ise ete daha bağımlıdırlar, B12 vitaminini sadece hayvan ürünleri yiyerek elde edebilirler. Sindirim sistemimize ve süregelen kabile hayat tarzımıza bakılarak, biz insanların günde en az bir kere et yemek üzere evrildiğimiz söylenebilir. İnsanlar, diğer etçillerin aksine, bütün gün boyunca durmaksızın değil, öğünler halinde beslenmektedirler. Belki etçillerin bu davranışının nedeni, yiyeceğe sadece başarılı bir av sonrası ulaşıp, büyük miktarlarda ama nadir zamanlarda yemeleri olarak açıklanabilir. Şempanzeler ise sürekli meyve yiyebilirler, fakat çoğu insan günde üç defadan fazla yiyemeyecektir.
Bonobolar, cinsel istekleri konusunda bir üne sahiptirler. Bayağı şempanzeler ise, şiddet eğilimli ve sinirli olabilmektedirler. Bonobolar, bu tür durumları cinsel tatminlik yoluyla atlatabilirler. Bonoboların aksine, şempanzeler, sadece 10-15 saniye süren genellikle başka bir şey ile ilgilenirken yaptıkları eğlence amaçlı cinsel ilişki biçimini gerçekleştirmezler. Arkadaşlık ve duygusal bağlılıklar, bayağı şempanze çiftleri için pek geçerli değildir. Cinsel olarak aktif durumdaki dişiler genelde birkaç erkekle birlikte olurlar. İnsanlar ve bonobolar, cinsel tatminlik hissedebilirler. İnsanların aksine, şempanze türlerinde cinsel kıskançlık ve rekabete ve uzun süreli ilişkilere rastlanmaz.
Hem insanlar, hem de şempanze türleri, iki ayak üzerinde yürüyebilirler. Şempanzeler genelde, ileriyi daha iyi görebilmek için bunu yaparlar, ama genel olarak ellerinin de yardımıyla yürümeyi tercih ederler. İnsanlar, bebeklikten sonraki dönemlerde iki ayak üzerinde yürürler. Yuvarlak şekilli olacak şekilde evrimleşmiş kalça kemikleri (pelvis), dik yürüme esnasında iç organları destekler. Şempanzeler hareketleri sırasında öne yatık durumdadırlar, kalça kemiklerinin iç organlarını desteklemesine ihtiyaçları yoktur. Daha geniş kalçalara sahiptirler. Bu da şempanzelerin doğum yapmasının insanlardan çok daha kolay olmasını sağlamaktadır. İnsanların ayakları ve ön kısımda dizilmiş olan yürüme anında destek sağlayan ayak parmakları, düz bir hattadır. Şempanzelerin ayakları ise, diğer parmakların karşısında durabilen büyük baş parmağı ile ayaktan çok güçlü bir el gibidir. Şempanzeler, ayaklarını tırmanma gibi eylemlerde de etkin biçimde kullanırlar.
İnsan gözlerinde, irisin çevresi beyazdır, şempanzelerde ise bu bölge koyu kahverengidir. Bu yapı, diğer insanların bakıyor olduğunu anlamayı kolaylaştırmaktadır. Bu konuda bir çok fikir ortaya atılmıştır. Belki bu özellik, karmaşık sosyal yapılarda, diğer insanların düşüncelerini anlama konusunda bir adaptasyon olabilir. Belki sürü halinde avlanma sırasında, gözlerin çok kritik bir iletişim aracı olduğu durumlarda yarar sağlayabilir ya da sadece basit bir genetik mutasyondur. İrisin çevresinin beyaz olması bazı şempanzelerde de görülen bir özelliktir. İnsanlar da şempanzeler de, ham olmayan meyve ve bitkileri ayırt edebilmek konusunda çok yararlı olan renkli görüşe sahiplerdir. Ayrıca yüzün ön tarafında bulunan ve ikisi de aynı yöne bakan gözlere sahiptirler. Bu, derinlikli görme konusunda yarar sağlar ve avlanma konusunda hayatidir. İki yanda bulunan gözler ise daha büyük bir alanı görmeyi sağladığı için avlanmaktan kaçınmak konusunda daha yararlıdır.
Uzun yıllar boyunca, insanlar alet kullanabilen tek hayvan türü olarak kabul edildi. 1960'larda, şempanzeler üzerinde yapılan gözlemler sırasında, sivrileştirdikleri ince dalları termit avlamak için kullandıkları görüldüğünde ise bu düşünce tamamıyla değişti. Hem insanlar, hem de şempanzeler, çevrelerinde değişiklik yaparak, alet üreterek, günlük olarak rastladıkları zorlukların üstesinden gelebilirler. Şempanzeler, dalları mızrağa dönüştürebiliyor, taşları örs ve çekiç olarak kullanabiliyor, yaprakları ezerek lapa haline getirip sünger olarak kullanabiliyorlar. Bunların hepsinin, ellerin daha serbest olduğu bir vücut yapısına ve hareket biçimine sahip olmalarının sonucu olabileceği düşünülmüştür. İnsanlar, günümüzde bu şekilde üretilmiş ürünler arasında yaşamaktadır. Bazı insanların bizi "başarılı" bir tür olarak tanımlamasının köklerinde belki de alet üretebilmek yatmaktadır.
Umarım aradaki farkları ve benzerlikleri daha iyi anlayabilmişsinizdir :)
Kaynaklar
- Kadir Toykan Özdoğan - Ayşegül Senyiğit Özdil, et al. 10 Adımda Şempanze-İnsan Karşılaştırması!. (3 Nisan 2015). Alındığı Tarih: 24 Ağustos 2022. Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı