Gazali'den tutun Hume'a kadar pek çok filozof "nedensellik bağıntısı" üzerine kafa patlatmıştır. Buna dair geliştirilen düşünceler ise, nedenselliğin olup olmamasından ziyade (zira nedensellik zaten var sayılarak hareket edilir), bizde nedensellik algısını oluşturanın ne olduğudur. Hume için zihnin iki tür algısı vardır: İzlenimler ve ideler/düşünceler. İzlenimleri anlık deneyimler, ideleri de bu izlenimlerin/anlık deneyimlerin daha sonra düşünülmesi olarak tanımlayabiliriz. Bu anlamda tüm idelerimizin izlenimleri olmalıdır. Carnap'ta önermelerin, çözümlenebilmeleri için empirik bir mahiyete sahip olan protokol önermelere geri götürülebilir olması gerektiği gibi, Hume'da da her idenin bir izlenimi olmalıdır. Örneğin ben, aslında olgusal karşılığı olmayan "unicorn" idesini edinmek için, olgusal karşılıkları olan "at" ve "boynuz" idelerini birleştiririm. Farklı ideler birleştirilerek, bölünerek, soyutlanarak vs. yeni ideler elde edilebilir. O hâlde her idenin bir izlenimi varsa, nedensellik bağıntısı idesinin izlenimini nerede bulacağız? Hume buna, gündelik hayatımızdaki tecrübelerimizden edindiğimiz "alışkanlık" kavramı ile cevap veriyor. Nedensellik bağıntısını "a priori", yani deneyden bağımsız bir akıl yürütmeyle edinemem; zira akli melekeleri yerinde olan fakat daha önce hiç ateş görmemiş bir insan düşünürsek, bu insanın elini ateşe değdirdiğinde elinin yanacağını a priori bir şekilde bilemeyeceğini düşünebiliriz. Elinin yanmasının nedeninin ateş olduğu bilgisine varabilmesi için, bunu deneyimlemesi gerekir. Biz de bu şekilde, benzer nedenlerden benzer etkiler çıkacağını tecrübelerimiz sonucunda ediniriz ve bu tarz bir alışkanlık, bizi nedensellik bağıntısına götürür.
Sorunun cevabına gelince, nedensellik bağıntısının olmadığı bir olgu durumunun var olması bana imkânsız gibi görünüyor. Bilim bu nedensellik ile işliyor ve nedenselliğin olmadığı bir durumda tamamen "rastgelelik" durumu söz konusu olacağından, bilimin imkânı da askıya alınmış olurdu. Bu nedensellik bağıntısını ister tecrübelerimiz ve alışkanlıklarımızla ister başka bir şekilde edinelim, yine de bu bağıntının var olduğunu, olmadığı takdirde zaten bilimin de var olamamış olması gerektiği kanaatindeyim. Evrenin bir kısmında nedensel bağıntılar hâkimken bir kısmında rastgeleliğin hâkim olduğu düşüncesi, evrenin farklı yerlerinde farklı yasaların işlediği düşüncesine çıkarsanabilir. Nedensellik bir yasa mıdır yoksa bizim şeyler arasında bağ kurmak için atfettiğimiz bir özellik midir bilemem fakat eğer ikincisiyse, bilimin önermelerinin gerçeklikle nasıl bu kadar uygun olduğu sorusu ortaya çıkacaktır.
841 görüntülenme
Kaynaklar
-
D. Hume. (2021). İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir Soruşturma. ISBN: 9786052951774. Yayınevi: TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI.