Neden – sonuç ilişkisi özünde zamana dayalı bir mekanizmadır. Bir sonucun nedeni, doğrusal (linear) kabul edilen/algılanan zaman çizgisinde haliyle o sonuçtan önce var olacaktır. Açıklamada belirttiğiniz gibi sonuçların nedenlerini geriye sararak Big Bang’e ulaşabiliriz fakat ulaştığımız bu noktadan daha geriye götüremeyiz bu mekanizmayı.
Zaman göreceli ve değişken bir kavramdır ve var oluşu tamamen mekana gebedir çünkü zaman ve mekan aynı anda var olagelmiştir; bu yüzden zaten uzayzaman (spacetime) denir.
Big Bang’in öncesinde henüz mekan var olmamışken zamandan bahsetmek de yanlıştır ve bu da bizi neden – sonuç ilişkisinin çalışmadığı bir konumda bırakır. Zaman ve mekan Big Bang’e kadar var olmadıysa da Big Bang (öncesinde neden’i var olamayacağı için) bir “sonuç” ya da bir “neden” olamaz. Bu doğrultuda “Big Bang'e ne sebep oldu?” gibi sorular da maalesef ki elimizde patlar çünkü öncesinde hiçbir şey olmayan bir şeye, başka bir şeyler sebep olamaz. Bilimsel olarak.
İnanç boyutunda ise bu noktada devreye Tanrı’yı sokmak mantıklıdır çünkü Tanrı olarak adlandırılan kavram ebedi olduğundan zaten “nedensiz”dir ve yapısı gereği nedensiz olan bir kavramı zaten herhangi bir konuda herhangi bir boşluğu doldurmak için rahatlıkla kullanabilirsiniz.
Ayrıca konuya dair ilgisi olan herkesin şu romana da bir göz atmasını öneririm:
Tanrı'nın Formülü (The Einstein Enigma) - José Rodrigues dos Santos
Saygılarımla