Aslında bu düşünce deneyinde vurgu, Kuantum Mekaniği'nin Kopenhag Yorumu'nun günlük hayatla örneklendirilmesinin saçmalığına yönelik. Tabii işin içinde biraz da kuantum fiziğinde gözlemin etkisine gönderme var. Yani bir maddenin kuantum durumunu belirleyen kesin bir ölçüm veya gözlem yapılana kadar geçen zamanda, o maddenin birden fazla kuantum durum olasılık yoğunluğuna sahip olması anlatılıyor.
Schrödinger'in kedisi örneğinde bu olasılık, kedinin yaşıyor olup olmaması ile ilgili. Kutuyu açtığımızda tüm olasılık yoğunluklarından, kesin ve tek bir durumu yansıtmış oluyoruz. Yani kedinin yaşıyor olup olmadığı, bizim yapacağımız gözleme kadar anlamlı bir soru değil. Bu tanıma göre, o gözlem gerçekleşene kadar kedi ve aynı kutuda bulunan radyoaktif madde, birbiriyle kuantum dolanıklık içinde.
Yalnız, yinelemekte fayda var: Kuantum fiziğine özgü kavramları, deneyimlediğimiz ve alışageldiğimiz dünyadan örneklerle betimlemek genelde çok zordur. Bu da, o örneklerden bir tanesi...