Tarihe bakıldığında Turing'in 2. Dünya Savaşı'nda Enigma şifrelerini çözmek için ilk bilgisayarı geliştirdiği, Nazi subayı doktorların toplama kamplarında genetik çalışmaları yaptıkları gibi durumlara dayanarak bu çıkarım yapılabiliyor. Ama Turing savaştan önce de kafasını bunlara yoruyormuş ve genetik bilimi de zaten savaştan önce (hatta Mendel ile birlikte) gelişmeye başlamış. Aslında savaş gibi olağanüstü bir durumda normalde yapılmayan finansal yatırımlar yapılıyor ve kaotik bir ortamda kontrolsüz ve denetimsiz bir karar alma sonucu atom bombası, insanlara işkence pahasına genetik çalışmaları ortaya çıkıyor. Savaş'ın kaosu olmadan da elbette ki bilimsel gelişme mümkün. Dediğim gibi bunlar zaten varolan çalışmalarken savaş bahanesiyle destek ve yatırım bulabilmiş.
Stres ve konfor alanından çıkmak insanları gelişmeye itiyor, bu dogru. Hatta Amerika'nın keşfi dahi bu bağlamda incelenebilir. Ama ortamda denetimsizlik ve kaos olduğunda bu keşifler hep hüsran ile sonuçlanıyor. Daha doğrusu iyi başlayan birşey kontrolden çıkıyor. Insanlık tarihinden birşeyler öğrenip belki bilime yatırımları işler kontrolden çıkmadan ve hala sonuçları denetleyebiliyorken yapmak daha mantıklı olur.
Zaten insanlar için tehlike, tehtid bitmiyor, yani konfor alanımızda kalmak mümkün değil gibi. Bugün de iklim değişikliği ile karşı karşıyayız. Bu konuda halihazırda bir çok bilimsel çalışma, yeni icatlar da var. Uluslararası kuruluşlar ve devletler bu çalışmaları destekler ve kaynak ayırırsa daha doğru olur. Bence keşifler için savaş ortamı gerekli olmamalı.
246 görüntülenme