Merhabalar, savunmuş olduğunuz görüş ''epistokrasi'' olarak adledilmektedir. Sözcüğün kökenine inersek de ''episteme'' bilgi demektir, epistokrasi ise bilginlerin yönetimi olarak savunulabilir.
Epistokrasi, seçmenin siyasi sistem içerisinde bilgi düzeyinin yüksek olmasına ve sorumlu davranmasına dayanmaktadır. Demokrasinin içinde dahi epistokrasi ögeleri yer almaktadır. Örneğin ''seçmen olma yaşı'' bunlardan birisidir, her ne kadar sizin de öngörebileceğiniz üzere seçmen yaşının artması ile ''seçmenin eğitim yönünden başarılı olması'' ya da seçmenin siyasi sistem içerisindeki bilgi düzeyinin yüksek olması ile %100 korelasyon göstermese de benzer kriterler, bu görüşün bir sonucu olarak demokrasiye de entegre edilmiş durumdadır.
Yine 298 Sayılı Kanun Hükümlerine göre,
Oy kullanamayacak olanlar:
Madde 7 – Aşağıda yazılı olanlar oy kullanamazlar:
1. Silah altında bulunan erler, onbaşılar ve kıta çavuşları (Her ne sebeple olursa olsun, izinli bulunanlar da bu hükme tabidir),
2. Askeri öğrenciler.
3. (Ek: 10/6/1983-2839/44 md.; Değişik: 27/10/1995- 4125/2 md.) Ceza infaz kurumlarında hükümlü olarak bulunanlar.
Seçmen olamayanlar:
Madde 8 – Aşağıdaki kimseler seçmen olamazlar:
1. Kısıtlı olanlar,
2. Kamu hizmetinden yasaklı olanlar.
Olacak biçimde Kanun ile çeşitli epistokrasi ögeleri, demokrasi rejimine entegre edilmiştir.
Kamu hizmetinden yasaklı olan kişilerin, ceza infaz kurumlarında hükümlü olarak bulunan kişilerin, on sekiz yaşına ulaşmamış kişilerin; mevzuata göre ''episteme''lerinin yetersizliğine kanaat getirilmiştir.
[1][2]
Kaynaklar
- Mevzuat Bilgi Sistemi. Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkinda Kanun. Alındığı Tarih: 25 Ağustos 2024. Alındığı Yer: Mevuzat Bilgi Sistemi | Arşiv Bağlantısı
- Doç. Dr. Mehmet Ali Zengin. Epistokrasinin Analizi Ve Demokrasiye Katkıları. Alındığı Tarih: 25 Ağustos 2024. Alındığı Yer: jurix | Arşiv Bağlantısı