Tüm ruh sağlığı bozukluklarının, beyin bozuklukları olarak görülmesi, özellikle sosyal ve çevresel faktörlerden büyük ölçüde etkilenebilecek bozukluklar (örneğin depresyon) için hala çok tartışmalıdır. Bu nedenle başka bir yaklaşım, zihinsel sağlık bozukluklarını kişi düzeyinde tanımlamaktır. Kişilerin; duyguları, düşünceleri ve davranışları vardır. Ayrıca, sosyal, çevresel bağlamı; genetik, gelişimsel, deneyimsel bir öyküsü vardır. Hepsi de birbiriyle ilişkilidir. Başka bir deyişle, bir yaklaşımı diğerine karşı savunmak yerine, ruh sağlığı bozukluklarının çok katmanlı, çok yönlü ve heterojen doğasını kucaklayan bir yaklaşım gereklidir.
Öncelikle ayrı tutulması gereken çok farklı iki hastalık kategorisi vardır. Bunlardan biri, durumlara karşı potansiyel olarak normal ve faydalı tepkiler olan duygusal bozukluklardır. Ve tüm bu tepkilerde değişkenlik ve duyarlılık pek çok farklı genden etkileniyor.
Neden ruhsal bozukluklar evrimsel süreçte elenmedi?
Birincisi, bu bozukluklara neden olan genetik mutasyonların nispeten yakın zamanda meydana gelmesi, dolayısıyla evrimsel sürecin bunları ortadan kaldırmasına izin verecek yeterli sayıda neslin geçmemiş olmasıdır. Pek çok psikiyatrik bozukluk poligeniktir; yüzlerce veya binlerce gen ve DNA mutasyonunu içerebilir. Bu kadar çok genetik bölgenin nasıl evrimleştiğini takip etmek zor olabilir ve bu tür çalışmalar geniş genom veri setleri gerektirir.
Ruhsal bozuklukların etiyolojisi birbiriyle etkileşim halinde olan birden fazla düzeyde ele alınabilir. Ekolojik ve sosyal faktörler kesinlikle nedensel bir rol oynamaktadır ve birçok bozukluk yalnızca çevresel stres etkenleri veya yaralanmalar tarafından tetiklenebilir. Bununla birlikte, tahminler orta ila yüksek derecede kalıtsal bir risk olduğunu göstermektedir. Bu, zihinsel bozukluğa karşı hassasiyetin altında yatan güçlü genetik bileşenleri gösterir. Evrimsel zaman boyunca kalıtsal risk, doğal seçilimin popülasyondan düzensizlikle ilişkili alelleri uzaklaştırma baskılarına duyarlı olacaktır.
Sonuç
Ruhsal bozuklukların evrimini iki şekilde ele almak istiyorum:
- Sosyal - ekolojik ve travma üzerine oluşmuş ruhsal bozukluk (örneğin depresyon)
- Genlerdeki anormallikler veya değişiklikler nedeniyle ortaya çıkan hastalıklardır (örneğin Şizofreni, Otizm, Obsesif Kompulsif Bozukluk)
Birinci bozukluklar genellikle sonradan çıkan ve olaylara - travmalara verilen genellikle ''uzun'' süreli gösterilen, kişinin yaşamını bazen olumsuz etkileyen normal üstü davranışlardır. Bunun evrimde elenmesini bekleyemeyiz çünkü bazı durumlara adapte olmak için geliştirdiğimiz davranışlar bizleri hayatta tutabilir. (Örneğin bazı olaylarda gösterdiğimiz panik düzeyi kişilerin savaş ya da kaç stratejisini etkileyerek onları hayatta tutabilir).
İkinci bozukluklar ise kişinin ya doğuştan ya da sonradan çıkan kalıtsal olan, çoğu zaman kişinin tüm hayatı boyunca ''birlikte'' yaşadığı durumlardır. Bu bozuklukların evrimsel süreçte neden elenmediği hala evrimsel psikolojinin bir konusu. Ancak sebeplerden birinin bozuklukların poligenetik olmasıdır.
Kaynaklar
- Z. Durisko, et al. (2016). Using Evolutionary Theory To Guide Mental Health Research. Canadian Journal of Psychiatry. Revue Canadienne de Psychiatrie, sf: 159. doi: 10.1177/0706743716632517. | Arşiv Bağlantısı