Öncelikle beyin noktasal değil bütünsel tanımlama yaparak nesneleri tanır ve tanımlar. Bu nedenle gördüğümüz şeyleri mesela bir bulutu şeklinden dolayı hepimizin yaptığı gibi başka nesnelere benzetme eğilimi taşır. Bunun nedeni beynin noktasal değil bütünsel tanımlama ve tarama yapmasıdır. Bunu da özelleşmiş nöron hücreleri sayesinde yapar. Mesela üç boyutlu uzay zamanı fon ve cisim olarak ayıran özel veri işleme yapan nöronlar sayesinde gerçekleştirir. Aynı şekilde beyinde örneğin harekete duyarlı reseptör nöronlar vardır. Bütün bu özelleşmiş nöronlar sayesinde beyin görülen bir nesneyi veya resmi hızlı bir biçimde tarar ve daha önce tanımlı nesnelerle ilişkilendirir ve böylece tanımlamaya çalışır. Bütün bunlar bilinç dışı bir biçimde beyin tarafından gerçekleştirilir. Bilinç bu durumda David Eaglemanın kitabında belirttiği gibi bir kenar duran 'izleyen' çoğu zaman da 'geriden' gelen kişi durumundadır. Bilinç dışı işleyen beynin neler yaptığı gerçekten hayret uyandırıcı bir durumdur. Görmek işitmek gibi eylemlerin bile özü yukarıdaki gibi bilinç dışı gerçekleşen ve milyarlarca nöronun katıldığı ve veri işlediği bir süreçtir. İnsanlar görme duyma konusunda da yanlış bir algıya sahiptir çünkü herkes ham veriyi gördüğünü sanır ama hayır bizler beynin işlediği veriyi görürüz. Bu nedenle gördüğümüz şeyler dış dünyadaki şeyler değil onların beyin tarafından özel bir biçimde işlenmiş verisidir.
Sorunuza gelirsek evet beynin veri işleme biçimi her beynin kendi deneyimlerine göre değişebilir. Bu nedenle resimde ilk görülen şey kişiden kişiye değişebilir. beynin ham veriyi işleyip bize 'sunması' nedeniyle iki beynin bir manzarada gördüğü şey de değişebilecektir. Kaldı ki beyin anıları veya deneyimleri çerçevesinde algılayacağı gerçeklik de değişecektir çünkü beyin anıları da o an görülen şeye 'ekleyebilir'. Beynin belleği de aktif bir veri işleme sürecine ve aktif (canlı) bir belleğe dayanır. Örneğin sizin kötü bir olay yaşadığınız mekanın resmini veya belli unsurlarla benzerini gördüğünüz zaman da size beyin aynı kötü hissi tekrar belli ölçüde yaşatabilecektir. Beyindeki bellek de bir PC belleğinden bu nedenle oldukça farklıdır. Çünkü beyin kendi deneyimlerini sadece hatırlamaz o an insana tekrar belli ölçüde 'yaşatır'. Dahası beyin bunları heran görülen duyulan koklanan şeylere ekleyebilir. Yani siz bu resimde örneğin yaşlı kadını görünce anneannezin size verdiği hisse dair bir algı beyinde o an oluşabilir veya örneğin yaşlılıkla ilgili ne algılıyorsanız onu veya küçükken sizi korkutan cadı imajinda algıladığınız 'çirkinliğe' dair algıyı. Bu şekilde anı deneyimleriniz size yaşatılır. Beyin kendi deneyimlerini oldukça öznel ve özel bir biçimde depolar kaydeder. Bu nedenle herkesin gördüğü duyduğu şeylerde ki algı ve deneyimi bu nedenle o kişiye göre oldukça öznel ve özel olur. İki kişinin algıladığı veya deneyimlediğı gerçeklik bu nedenle çok çok başka olabilir. Bunu sizin parmak iziniz kadar özelleşmiş ve deneyimlerimizle oluşmuş nöral ağ yapınız belirler. Beyin nöral ağ görüntüsü her beyinde bu nedenle oldukça farklılaşabilir. Deneyimlerine göre beyin nöral ağları durmaksızın canlı bir devre olarak değişir, budanır , gelişir yeni bağlantılar ve yolaklar oluşur ve yaşamınız boyu sizi siz yapan özel bir bilgi norön ağına sahip olursunuz. 2 yaşında maksimum seviyeye gelen ve olan kompleks nöral ağ yapınız deneyimleriniz ile şekillenir ve 20'li yaşların başına kadar çoğu da budanarak yok olur, kalanlarda hayatınız boyu çoğu kalacak biçimde bağlantıya dönüşür. Tabi sonrasında da değişimler devam eder ama giderek öncesine göre görece yavaşlayarak.