Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
2

"Evrim hayvanlarda var insanda yok." diyen birini nasıl çürütürüz?

Evrim hayvanlarda var insanda yok, insan diğer canlılardan farklı kılan iradesidir ve insan üstündür diyen bir şeriatçı, yaratılışçıya örenkli ve onun anlayacağı dilde nasıl evrimin hayvanlarda olduğu gibi (memeli bir hayvan olan) insanda da olduğunu açıklarız ?
379 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
3 Cevap
Esat Kudret
Esat Kudret
110K UP
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim.

Çürütmek kolay, anlatmak daha "güzel"!

Evrimin kelime kökeni her ne kadar Fransızca evolution "gelişim” kelimesi olsa da, dilimiz açısından “evirme” (değişim, dönüşüm) en az onun kadar güzel oturuyor, hatta bana göre daha kapsayıcı.

Tüm Reklamları Kapat

Evrim ne bir şeyin müsebbibi (nedeni) ne de sonucudur. Kesintisiz işleyen bir sürecin adıdır. Sürekli değişen ve dönüşen doğaya uyum sürecinin adıdır.

Haliyle doğada var olan hiçbir şey (canlı- cansız) bundan azade (bağımsız) değildir. Ancak cansız varlıklar için daha çok kimyasal ve fiziksel değişim ve dönüşümden bahsedilir iken canlılar için tercih edilen kavram biyolojik olarak "Evrim”’dir.

Tüm Reklamları Kapat

İnsan doğanın dışında ve ondan bağımsız bir varlık değildir. Doğanın bir parçası ve her şeyi ile ona tabidir. Bu nedenle evrime, yani değişen ve dönüşen doğaya bağlı olarak değişip dönüşmek zorundadır ki bu güne gelebilsin. Bugüne gelişinin tek sebebi bu sürece uyumudur, adı evrimdir ve sürmektedir.

Ortalama 80 yıllık bir ömür ile biz insanların bunu doğrudan gözlemlemiyor olması olmadığı için değil ömrümüzün doğanın ve dünyamızın ömrü karşısında "komik" bir zaman dilimine tekabül edişidir. Bütün bir var oluş serüvenimiz mezurenin (terzi ölçü aracı) son santimetresinin son çentiğinden bile daha az bir süreye tekabül eder.

" Çürütme" ve "çürüme" kavramları her ne kadar bilimsel literatürün kavramları olsa da neticede hem sosyolojik hem de psikolojik bir varlık oluşumuz nedeni ile bu kavramlar yerine anlamak ve anlatmak kavramlarının tercih edilmesi daha kolay yol almamızı sağlar diye düşünüyorum. (Zorunlu da değil)

Soruya dönersek:

İnsan Memeli Bir "Hayvandır” . Evrim süreci insanları kapsamaz diyen, sırf baştaki tanım üzerinden " Zaten kendi kendini çürüttüğü için” ayrıca çürütmeye gerek yok. Sadece bir soru yeterli: Biyolojiye güveniyor mu?

Cevap evet olursa, biyolojik sınıflandırmada insan zaten bir memeli hayvan olduğu için tartışma biter. Biyolojiye güveni yok ise, ya da hayvanlar söz konusu olduğunda evet fakat iş insana gelince hayır diyorsa, zaten tartışmanın bir anlamı yok. Çünkü mesele artık bilimin ve biyolojinin konusu olmaktan çıkar.

Yine de tartışmanın gerekliliğine kanat getirilirse, felsefe ile başlamak, oradan yola çıkarak bilimin ne olup ne olmadığı, neye yanıt verip neye yanıt veremeyeceği ve özellikle inanmak ile bilmek arasındaki farkı anlatmak lazım.

Bilim; kanıt ister, laf olsun diye tartışmaz, haddini bilir, yanlışlanmaktan hicap duymaz, doğrulanmaktan şımarmaz. Kibri, bencilliği, sabırsızlığı ve küstahlığı yoktur.

Tüm Reklamları Kapat

Kafaya takmaz, kıskanmaz, kin tutmaz ve fakat "sever ve aşık olur." "Kesin", "tamam" demeyen her şeyi ve her şeye, herkesi ve herkese. Çünkü onlara varlığını borçlu olduğunu bilir.

İşte bu bilim, eğer kanıtları ile ve defalarca bir şeyi gözümüze ( yanılma ihtimalini hiç göz ardı etmeden) sokuyor ve ısrarla bir şeyi söylüyor ise; aksini iddia edenden de en az bu kadarını isteme hakkı yok mu? En azından karşıdakinden bu kadarını isteyelim…

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Ser812 Ada
Ser812 Ada
1,409 UP
Yok/Yok

Kendini kopyalayan ve bunu yaparken ufak da olsa hatalar yapan tüm mekanizmalar evrimleşir. Bunun nedeni, yapılan hata eğer onun kendini daha fazla kopyalamasını sağlıyorsa ona benzeyen mekanizmaların sayısının nüfusun kalanına oranla artmasıdır. İnsan da kendini üreme yoluyla kopyalayan ve bunu yaparken çocuğun anneye de babaya da belli bir oranda benzemesi ama ikisinden birinin kopyası olmaması dolayısıyla anlayabileceğimiz üzere hatalar yapan bir mekanizmadır. Bu insan dışındaki hayvanlarda da böyledir. Dolayısıya insanlar da evrilir.[2]

Tüm Reklamları Kapat

Kaynaklar

  1. Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Kuramı Ve Mekanizmaları.
2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Lu Ca
Lu Ca
31K UP
Konuyla derinden ilgili

Önemli bir soru.. Ancak bu soruya verilebilecek tek gerçekçi olduğuna inandığım cevap, bazı yalın gerçekler yüzünden pek de hoş sayılmaz.

İnsanın, işine gelmediği doğa yasalarına tâbi olmadığını zannetmesinin, bütün materyali evreninin dokusuna ait olduğu için evrenin dokusunun yönünün dışında başka bir yönde hareket edemeyeceği gerçeğini hasır altı etmesinin çok derin ve görece uzun zaman ölçeklerine yayılmış, kısa zaman ölçeklerinde değiştirilmesi çok zor olan sebepleri var. Bunu günlük sohbetlerde konuşarak değiştirmeye çalışmak, içten ve başka yollarla tedavi edilmesi gereken bir deri hastalığını, deride çıkan yaralara ilaç sürerek iyileştirmeye çalışmaya benzer. Ancak yine de bu, konunun bir yüzü olduğu için şunlar söylenebilir:

Tüm Reklamları Kapat

Bir kere soruda bahsi geçen şeriat gibi sert bir akımın savunucuları için yapılacak pek bir şey yok. Yobazlığın bu seviyelere çıktığı olguların pençesine düşenler evrim yasasının, bırakalım insanı, diğer canlılar için geçerli olduğunu bile kabul etmezler. Buradan "Şeriata inanan bir insanın aklını çelmek imkansızdır" sonucuna katî olarak varılamayacak da olsa, ne yazık ki neredeyse imkansızdır. Olsun durmak yok, yola devam..

Bunun dışında, yaratılışçılık akımının daha ılımlı yerlerinde dolaşan, okumuş etmiş akıllı ve zeki insanların temel doğa yasalarını benimseyememelerinin sebebinin akıl ve zeka ile doğrudan bağlantılı olmayabileceğini gösteren bir çok örnekle karşılaştım. Şeriatçılar bir yana dursun, evrimin bir inanç meselesi olmadığını kabul edemeyen, dünyanın düz olduğuna inanan, genetik biliminin yalan olduğunu savunan, uzaylıların içimizde dolaştığını zanneden, insana saçını başını yoldurtan görece akıllı, eğitimli ve zeki insanların sayısı şaşılacak derecede fazla. İşte burada devreye giren diğer faktörler işi çok can sıkıcı hale getiriyor; yani çevresel faktörler. Yetiştiğin aile, arkadaş çevresi, o arkadaşların yetiştiği aile, sadece bu ülkede değil dünyadaki eğitim seviyesi, çağlar boyu süren din-bilim çatışmasının sebep olduğu bozuk ortak bilinç vs. vs. vs.. Yani üzerilerinde bir etkimizin olmadığı ve insanı geri döndürülmesi çok zor hallere sokan faktörler. Tam da burada, lafı benim kadar uzatmadan, konuyu çok daha yalın bir dille anlatabilen Max Planck'in söylediklerini hatırlamakta fayda var: "Yeni bir bilimsel gerçek, karşıtlarını ikna edip onların ışığı görmesini sağlamakla bir zafer kazanamaz. Daha ziyade, bu karşıtlar nihayetinde ölürler ve yeni nesiller, gerçeklere alışık olarak büyür." Bilimsel gerçeklerin bilim insanları tarafından tartışmasız bir şekilde ortaya koyulmasının bile karşıtlar üzerinde bir etkisi olamıyorken, bizlerin anlatmaya çalışmasının acaba ne kadar faydası olacaktır? O zaman hiç mi konuşmayalım, hiç mi bir şey söylemeyelim? Tabii ki ve elbette ki HAYIR. Yılmadan, usanmadan, sıkılmadan, sonuna kadar anlatmak için çabalamak gerekir; çünkü belki de bir kişinin bile aklını çelmenin, tahmin edilenden daha büyük bir etki yaratma ihtimali vardır. Ancak ne yazık ki bunu yapabilmenin belirgin bir yolu yok. Evrim Yasası ve Evrim Teorisi konusunda hem bilgi olarak, hem de konuyu yalın ve etkili bir dille anlatabilerek, anlamaya görece daha meyilli insanları, kabul etmeseler de içten içe fikirlerini çürüttüğümü göz ardı edemeyecekleri bir noktaya getirme konusunda hatırı sayılır bir seviyeye gelmiş olmama rağmen, karşı tarafın aklını çelebilme oranında, konuya çok daha az hakim olduğum zamanlara nazaran ne yazık ki pek bir fark yok. Olsun durmak yok, yola devam..

Tüm Reklamları Kapat

Ama eğer ufacık bir fark yaratılabilecekse bile, bunu buradan yazılan cevaplardan edinilen bilgilerle yapmak biraz zor. Kişi ancak kendisi gerçek bir araştırma yapıp, konuyu gerçek manasıyla kavrayabildiği zaman karşı taraf üzerinde bir etki yaratabilir. Konunun her yönüne hakim olmadan o ufak farkı yaratabilecek kadar etkili olmak, tutunduğu yeri bırakmamak için kırk takla atan bu tarz zihniyetlerin karşısında oldukça zor.

(Eğer karşı taraf evrim yasasının gerçek olduğu ama insanlar için geçerli olmadığı gibi absürt bir yanılgı içerisinde ama yine de fikrini değiştirmeye meyilli birisi ise, körelmiş organların morfolojik, histolojik ve sitolojik analizleri ile ilgili bilgiler, konuyu kökünden çürütmek için yeterli olacaktır.)

2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close