Merhabalar,
Osmanlı'nın parçalanmasında birçok faktör etkili olmuştur. Özellikle Yükselme Dönemi'nde yeni yerler keşfetme arzusu ve egemenlik alanını genişletme çabası, imparatorluk haline gelen bir devletin bazı konularda çağın gerisinde kaldığını fark etmemesine neden oluyor. 1. Dünya Savaşı ve sonrasındaki süreç, artık son darbe gibi bir şey fikrimce. Bu sürece gelene kadar, zincirleme bir etki oluşuyor.
- Merkezi yönetimde bozulmalar meydana geliyor. Şehzadeler sancağa çıktığında, idari konularda bilgi ve beceri kazanıyorlardı. Teorik bilgi önemli olsa da pratiğe dönüştürülemediği takdirde sorunlar meydana gelir. Şehzadelerde de durum böyle aslında. 17. yüzyılda sancağa çıkma usulü kaldırılıyor. Bunun yerine "kafes sistemi" getiriliyor. Yani artık şehzadeler, devleti yönetme ile ilgili bilgileri teorik öğreniyor. Bu durum, şehzadelerin tahta çıktığında deneyimsiz ve bilgisiz olmasına neden oluyor.
- Yükselme döneminde her şey çok daha iyiyken daha sonraları, özellikle 16. yüzyıldan itibaren ekonomide bozulmalar meydana geliyor. Özellikle Coğrafi Keşiflerin Osmanlı ekonomisinde önemli bir dezavantajı var. Bunun yanı sıra kapitülasyonlar Osmanlı'ya adeta dert olmaya başlıyor. İlk etapta Venedik, Ceneviz ve Fransızlara kapitülasyonlar veriliyor. 1868'deki Baltalimanlı Antlaşması da bir kapitülasyon olarak değerlendirilebilir. Ayrıca antlaşmanın maddeleri Osmanlı açısından çok ağırdır. Osmanlı'nın ekonomisi için en ağır darbelerden birinin bu antlaşma olduğunu söyleyebiliriz. Bu antlaşmayla yabancı tüccarlar da yerli tüccarla aynı haklara sahip oldu ki bu, yerli üretimin sıkıntıya girmesine anlamına geliyordu. Mustafa Kemal Atatürk'ün Lozan Antlaşmasında kapitülasyonların kaldırılması noktasında direnmesinin de kapitülasyonların ekonomiye ağır bir darbe vurmasından ileri geldiğini söyleyebiliriz.
- Avrupa'nın her anlamda kendini geliştirmesi: Osmanlı, ne yazık ki altın çağında Avrupa'nın gelişimini görmezden geliyordu adeta. Avrupa'da Hümanizma, Rönesans ve Reform; Avrupa'nın Orta Çağ zihniyetinden sıyrılmaları noktasında çok önemli hareketlerdir. Osmanlı, Yavuz Sultan Selim'in 1517 yılındaki seferiyle halifelik makamını da aldı. Bu da Osmanlı'nın direkt olarak İslami esasları temele alan bir yönetim şekline bürünmesine neden oldu ki daha öncesinde de bu yönetim anlayışı vardı.
- Osmanlı'nın bir ikilem yaşaması: Osmanlı'nın Fatih Sultan Mehmet ile imparatorluk seviyesine geldiği biliniyor. Zira bu döneme kadar da birçok başarıya imza atılmış. Ama Kanuni'den sonra hem ekonomik hem de idari sıkıntıların çıkması, farklı bir devrin başlamasına neden oluyor. O dönemler Osmanlı'nın karşısında güçlü bir Avrupa var. Osmanlı, kendi mazisi ve Avrupa karşısında sıkışıp kalıyor. Bu çelişkili durum edebiyatta da kendisini gösteriyor. 19. yüzyılın başlarında başlayan, aydınların Batı-özellikle de Fransız- edebiyatından etkilenme ve bu etkiyi Türk edebiyatına yansıtma gibi bir durum söz konusu. Şinasi, bu hareketin öncüsü olarak kabul edilse de daha öncesinde başlayan bir süreç aslında. Ama Tanzimat Edebiyat olarak adlandırılan bu dönemde tam anlamıyla eski edebiyattan kopuş yaşanmıyor. Batı etkisi devam ederken Divan edebiyatındaki edebi anlayış da devam ediyor.
- Islahat fermanının etkisi: Aslında Islahat Fermanı tek başına etkili değil. Bu fermanın imzalanmasına kadar giden süreçte bir yorgun bir Osmanlı var. Aslında Islahat Fermanına da mecbur kalmış denilebilir. Fermanın ilan edilme nedenlerinden bir tanesi, diğer devletlerin Osmanlı'nın iç işlerine karışmasını engellemek. Zira azınlıklar isyan ediyor, gayrimüslümlere verilen haklar sorgulanıyor. Ayrıca 1856 Paris Antlaşmasının maddelerinden birinde Osmanlı'nın 18 Şubat 1856'da ilan ettiği Islahat Fermanının devletlere tebliğ edileceği, diğer devletlerin de bunu kabul edeceği yazıyor. Peki bu ferman ile Osmanlı iç işlerinde diğer devletlerin baskından kurtuluyor mu? Kesinlikle hayır.
Bu ve bunun gibi nedenler, süreç içerisinde Osmanlı'nın zayıflamasına neden oluyor. I. Dünya Savaşı'nda yaşananlar ise Osmanlı'nın çöküşe ne denli hazır olduğunu gözler önüne seriyor. 1918 yılında İtilaf devletleriyle Osmanlı arasında imzalanan "Mondros Ateşkes Antlaşması" bunun göstergelerinden bir tanesi. Şartları oldukça ağır bir antlaşmadır. Bütün Osmanlı toprakları, İtilaf devletlerinin işgaline hazır hale getiriliyor.
Çok derinlikli bir konu olduğu için kısa tutmaya çalıştım. Umuyorum faydalı olmuştur.
Kaynaklar
- B. Kodaman. Osmanlı Devleti’nin Yükseliş Ve Çöküş Sebeplerine Genel Bakış∗. (26 Ekim 2021). Alındığı Tarih: 26 Ekim 2021. Alındığı Yer: dergipark | Arşiv Bağlantısı