ELLERİ DE, PARMAKLARI DA…
Tasvir edilen uzaylıların sadece kafaları değil elleri de çok büyük, parmakları da. Renkleri de ağırlıklı olarak yeşil…
Bir uzaylı dünyamıza kadar gelebiliyorsa, bizden daha iri bir beyne ve daha gelişmiş bir teknolojiye sahip olmalı.
Daha iri bir beyin daha iri bir kafa gerektirir. Daha gelişmiş bir teknoloji daha uzmanlaşmış ve hassas alet yapımı ve kullanımına işaret eder ki, bu elin ve dolayısı ile parmakların işi. Dolayısıyla bir uzaylının elleri de parmakları da bizden büyük olmalı.
Nitekim bizi dünyada egemen kılan iki temel şey bu: Düşünme (teorik alt yapı) ve hayata geçirme (pratik uygulama) meziyeti. Ve dolayısıyla bizlerin en etkin kullandığı şey beyin, beynimizde temsiliyeti en fazla olan şey ise medeniyetimizi borçlu olduğumuz eller ve parmaklar.
Bir de üstün zekanın ancak organik olabileceği biz merkezli ve kibirli hakim algılayış, evrenin geneline de bunu dayatınca; haliyle buna vesile olan canlılığın temeli de suya ve oksijene dayanacaktır. Su ve oksijen hayatın başlangıcının temel parametreleridir. Bu ikisinin, türümüzü de kapsayan hayvanların canlılığına ( varoluşuna ve karaya çıkışına ) aracı olan şey bitkiler olunca, bitkiler de yeşil olunca; ancak biz gibi kökenli olabilecek uzaylılar da yeşil oluyor.
Ancak burada da bir şeyin hakkını vermek lazım. Bizden daha gelişmiş olan uzaylıların daha yeşil olması gibi… Kanları dahil...
Son cümle olarak: Hayvanların bizleri, bizlerin uzaylıları tasvir ettiği gibi gördüğü ve konumlandırdığı kanısında değilim.