Günümüzdeki hiçbir faaliyet gerek evrimsel tarih gerek kozmolojik tarihten bağımsız değildir. Onları anlamak için tarihi anlamak zorundasınız. "Türkiye Cumhuriyeti neden var? Neden şu an böyle?" diye sorup "Hayır ben 'şimdi'yi soruyorum." diyemezsiniz. Şimdi neden böyle olduğunu ancak tarih ile anlayabilirsiniz.
Şu an neden burada olduğunuzu da bilgi birikiminize bağlı olarak tarihsel şekilde açıklarsınız. Şu an ne yaptığınızı, neden bu şekilde olduğunu "şimdi" ile açıklayamazsınız çünkü önemli olan şimdiye kadar yaşadıklarınızdır.
Sperm ya da zigotun geçmişi yok gibi gelse de bunlar puf diye oluşmadı ki sadece şimdiye bağlı kalacaksınız. Sperm veya zigotun oluşması ve gelişim sürecine gelene kadar devasa bir tarihsel süreç var. Sperm geçmişi bilmiyor. Zaten bir şey bilmesine gerek yok. Siz de geçmişi bilmiyorsunuz ama geçmişin ve evrimin izlerini damga gibi taşıyorsunuz. Bir şey bilmenize de gerek yok. Evrime ise birisinin karar vermesi gerekmiyor. Bununla ilgili bu soruyu inceleyebilirsiniz. Konu ile daha ilgili olduğundan bu cevabımdan alıntı yapıyorum:
Yara tamiri, zigottan bebek oluşumu, tohumdan bitki oluşumu, tırtıldan kelebek oluşumu gibi bir bireyin ömrü boyunca geçirdiği bütün değişimler gelişimsel değişimlerdir ve Gelişim Biyolojisi alanında incelenir. Siz burada, gelişimsel süreçlerin nasıl oluştuğunu soruyorsunuz. Bu da evrimsel sürecin alanına giriyor. Evrimsel süreç, gelişimi de etkilemektedir ve bu tür değişimler Evrimsel Gelişim Biyolojisi (Evo-devo) alanında incelenir.
Dolayısı ile bu sorunun temel hatasını anlamak için temel evrim mantığını anlamak gerekecektir ve cevap, sorduğunuz buna benzer her soru için geçerli olacaktır.
Evrim ile yeni tanışan kişiler de "Canlıların hangi özellikleri evrimleştireceğini nereden bildiğini" soruyor. Anlamak için bir örnek verelim. Bir adada kalan ispinozlar düşünün. Her nesil geçişinde mutasyonlar gibi birçok faktör sayesinde rastgele bir şekilde çeşitlilik oluşuyor. Ancak adadaki besinler fazla derinde. Dolayısı ile o rastgele oluşan çeşitlilikte gagası kısa olanlar o besinlere çok ulaşamıyor. Hayatta kalmak da üremek de onlar için daha zor. Rastgele oluşan çeşitlilikte gagası uzun olanlar ise besine daha kolay ulaşıyor, daha kolay hayatta kalıp daha kolay ürüyor. Bu yüzden uzun gaga genlerini gelecek nesle daha kolay aktarıyor. Fark edebileceğiniz gibi bunu "bilerek" veya "bir akılla" yapmıyorlar. Doğal olarak genlerini gelecek nesle daha çok aktardıkları için sonraki nesilde daha uzun gagalı olanlar çoğunlukta oluyor. Hatta bir süre sonra bu çoğunluk o kadar çok olur ki adeta o özellik "sabitlenmiş" gibi görünür. Biz de sonradan baktığımız için sanki "bilerek" öyle yapıyorlar sanırız.
Doğada ise bu çeşitlilik ve çevre çok ama çok daha geniştir. Bu çeşitlilik, gelişimsel süreçler için de geçerli. Rastgele bir şekilde oluşan çeşitlilik, gelişimsel süreçlerde de bulunmaktadır ve doğada gelişimsel süreçleri "o şekilde yaşayanlar" daha kolay hayatta kalıp daha kolay ürüyorsa rastgele çeşitliliğin çevre ile etkileşimi sayesinde gelişimsel değişimler de evrimleşmektedir. Biz de sonradan baktığımız için "olağanüstü bir bilinç ile" öyle yaptıklarını sanırız.
Aynı şekilde evrimin neden bu şekilde işlediğini anlamak için çevresel şartlara, çevresel şartların neden bu şekilde olduğunu anlamak için maddesel etkileşimlere, maddesel etkileşimlerin neden böyle olduğunu anlamak içinse Büyük Patlama'ya bakmalısınız. Büyük Patlama'da olan şartlar, evrenin dokusunun fiziksel olarak bazı durumlara sebep olmasını sağlıyor. Bunu futbol kurallarına, devlet yasalarına, resme benzetemezsiniz. Benzetmelerden uzak durarak olayın özünü kavramaya bakın. Burada anlatmıştım. Onlar da ilerleyen tarihte farklı süreçlerden geçerek günümüzdeki faaliyetlerin bu şekilde olmasına sebep oldu. Ama gördüğünüz gibi kimsenin geçmişi bilmesine ve ona göre hareket etmesine gerek yok. Büyük Patlama ise neden bu şekilde oldu. Şu an kimse bilmiyor. Ama şu an olan olayların neden bu şekilde olduğunu anlamak için tarihe bakmanız şart. Yoksa olayları bağlamından kopardığınız için hiçbir şey anlayamazsınız.