Genetik olarak 140 - 150 yıl yaşamaya programlidir insan türü. Bu süre, standart potansiyeldir. Daha iyi şartlarda daha uzun süre yaşam mümkündür.
Peki neden yarısını bile kullanamıyoruz ...
Biyolojik olarak ATP üretmek, bir oksidasyon mekanizmadır. Yani enerji elde etmek, oksijenli yanma sonucunda metabolik atık oluşturmak yani zehir üretmektir. Serbest oksijen radikalleri dediğimiz atıklar, sürekli olarak tamamen vücuttan atılamaz, birikmeye başlar, ya da vücut atmak için farklı yollar kullanır.
Ölümlülük de ölümsüzlük de, enerji üretim mekanizması olan Elektron transport zincirinde saklıdır. ETZ dediğimiz sistem, besinlerin karbon bağlarındaki atomların 5 ETZ istasyonundan geçerken elektronlarının mitokondri zarında çekirdekten ayrılması ile oluşan yük farkını ATP olarak kullanir. Bu mekanizmayi en iyi sekilde kullanabilmek, olasi uzun yasami elde etmek demek olacaktir. Bazi otörler, yasamin bir sınırının olup olmadığının kesin olmadığını düşünmekte bu nedenle. Hangi istasyondan hangi besin geçtiği, hangi zaman aralıklarında neyin yenmesi gerektiği vs konular, ETZ sistemini ideal hale getirebilirse elde edilecek sonuçlar minimum 140 150 yıl olabilir. Ancak yaşam süresi multifaktöriyel bir konu. Stres düzeyinden maruz kalınan egsoz sigara miktarına kadar bütün yaşam koşullarının etkilediğini bilmek gerek.
Diğer yandan entropik bir evrende yaşıyoruz. Mutlak bozulmaya gidiyoruz. Canlılık, entropi ye karşı direnç gösterme biçimi aslında. Bu nedenle yaşamanın kuralları var. Eğer biyolojik olarak uzun yaşama kavuşsak bile, evren saatiyle biraz sonra galaksimiz, andromeda galaksisi ile çarpışacak. Belki de yasam sona erecek. Bir ihtimal yaşam devam etse bile entropi nedeniyle fizik evren yok olacak... Tabii ki bunlar, insanlık kendi kendini yok etmediği durumda söz konusu olasılıklar.
Uzun olmasındansa nitelikli yaşam sürmek, yaşamı anlamlı üretken tüketmek daha olumlu gibi görünüyor.
Evet; ölüyoruz, öleceğiz, ölmek zorundayız. Bu bir yaşam döngüsü. Eğer ölümsüz olmak istiyorsan canlılıktan çıkman gerekiyor.
Bu arada ölümsüzlük kesinlikle hoşuna gidecek bir şey değil. Her insanın sınırı vardır ve insan vücudu ortalama 60 yıl yaşamaya programlanmıştır. Daha fazla yaşarsan beynin ciddi seviyede yavaşlayacak ve deposunun 1\3 ünü doldurmuş olacak, çok uzun yaşarsan beynin çok yavaş ve dolu olacaktır. Dolu bir telefona yaptığımız gibi beyinde önemli verileri silmeye başlayacaktır.
Zihinsel sorunları bir kenara bırakırsak fiziksel olarak ta derin çok hızlı soyulmaya başlayacak ve eğer gerçekten uzun yaşarsan kendini tamir edemez duruma gelecek. Ayrıca kemik dokun yumuşayacak ve kırılmaya yatkın olacaktır. İç ve dış organların yavaşlayacak ve düzensizleşecektir. Birde bunlar varken vucüdün rejerenasyon yeteneği ciddi bir seviyede düşecektir.