Her intiharın kökeninde depresyon bulunmuyor, ancak depresyona meyilli olmanın bazı evrimsel avantajlar getirdiği düşünüyor. Günlük rutinden kopup, düşünceleri yeniden organize etme, sıkıntıların kaynağına inme, yas tutuluyorsa, buna odaklanma ve sonunda problemleri aşma gibi imkanlar sağlıyor. Yani kontrollü ve güven veren bir ortamda, depresyona neden olan mekanizma, bir çeşit toparlanma, acıyla yüzleşme ve reorganize olma dönemi olarak değerlendirilebilir.
Sorun şu ki, eskiye - özellikle avcı-toplayıcılık zamanlarına - oranla daha anonim ve yalnız yaşıyoruz, daha fazla madde kullanıyoruz ve strese maruz kalıyoruz, daha az samimi iletişim kuruyoruz, birden fazla hiyerarşide tutumaya çalışıyoruz vs. Depresyonu da içeren bir döngüye girenler bundan kurtulmakta zorlanıyorlar ve dönecekleri çok cazip bir "normal" hayat da olmayabiliyor.
Insanlarla birlikte yaşayan kedi, köpek gibi hayvanlarda depresyon teşhis edilebiliyor. Ilerleyen depresyonda yemeden içmeden kesilme vakaları var. Serotonin hormon mekanizması anomalilerinde depresyon belirtileri oluştuğu hayvanlarda gösterilmiş. Sürüsü için kendini feda etme veya peygamber develerinde olduğu gibi çiftleşmenin erkeğin ölümüyle sonuçlanması gibi ritüeller ise intihar olarak değerlendirmek doğru olmayabilir.
Kaynaklar
- C. Waley. Hayvanlar Intihar Eder Mi. (9 Nisan 2016). Alındığı Tarih: 8 Kasım 2020. Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı