Merhaba.
İnsanlar olarak düşünme yeteneğimiz üzerinde, gerek evrim kaynaklı gerekse bireysel kaynaklı kısıtlamalar mevcut. Mesela muhtemelen hemen hemen hiçbirimiz üç boyuttan fazla boyutu gerçekten olduğu gibi düşünemiyoruz. Bunun nedeni, üç boyuttan daha fazlasını düşünmemiz yönünde evrimsel bir gerekliliğin olmaması. Bizler üç boyutlu uzayda yaşayan varlıklarız. O yüzden dördüncü bir uzay boyutunu düşünebilmenin evrimsel açıdan bizler için faydası yoktu.
Hiçliğe gelirsek, hiçliğin düşünülemediği tartışmalı olabilir. Mesela boş uzay bir şey midir? Eğer bir şey ise, boş uzayın da olmadığı bir durumu düşünemiyoruz gibi görünüyor. Ama boş uzay kendi başına bir varlık değilse onun yokluğunu düşünemiyor olmamız, hiçliği düşünemediğimiz anlamına gelmezdi. Bu yüzden hiçliği düşünemediğimizi söylememiz için önce boşluğun bir şey olup olmadığı sorusuna cevap vermemiz gerek.
Ancak hiçliği düşünmemizin önündeki bir engel şuymuş gibi görünüyor: Kastedilen şey hiçliği hayal etmekse, bu mantıken imkansız olabilir. Çünkü bir şeyi hayal etmek zihninize onun resmini getirmeyi gerektiriyor bir anlamda. Bu durumda hiçlik hayal edilemez çünkü bir resmi yok. Hiçliğin ne hakkında düşünülebilecek özellikleri var, ne de zihnimizde uyandırabileceğimiz bir görüntüsü. Haliyle, hiçlik hakkında düşünmek imkansız görünüyor. Çünkü düşüncelerimiz bir şeyler 'hakkında' olma özelliğine sahipler. Hiçlik hakkında düşünmek, düşünürken herhangi bir şey hakkında düşünmemek gibi bir şey olurdu. Bunda tuhaf, çelişkili bir taraf var gibi sanki.
İnsan genel anlamda, fizik evren temelli bir deneyim içinde olduğu için, varlık temelli düşünmeye ayarlanmıştır. Hiçliği kavramsal olarak tanımlar, ancak somutlaştıramaz. Teorik anlamda hiçlik, bir şeylerin var olmaması gibi algılanır. Oysa hiçlik, varlık dışılık demektir. Varlık temelli oluşmuş kavramsal zemin için bu tanımı somutlaştırmak, imkansızlaşmaktadır.
Varlık tanımı da bizim yaptığımız, kendi deneyim gözlemimizi merkeze alarak oluşturduğumuz bir tanım. Belki de bize göre varlık olan fizik evren, başka bir varlık düzeyine göre yok hükmündedir. Yani bizimkinden tamamen farklı varoluş düzeyleri de olabilir. Bunu varoluş diyerek tanımlarken yine kendi varlık referanslarımızı kullanıyoruz, yani anlatılmak istenenle çelişen bir ifade, ancak ne demek istediğimin anlaşıldığını düşünüyorum. :)