Neden hala hiçliği tam olarak anlayamıyoruz?

Insan ve insan zihni bir şey olduğundan ve hiçlik hiçbir şey olduğundan dolayı hiçliği asla tanımlayamayız. Zihnimiz bir şeyler ile düşünür bu yüzden hiçbir şeyi düşünmek zihnimizin yapısına ters olucaktır bu aynı kare olan bir üçgen düşünmek gibi. Eğer hiçliği düşünmek istiyorsan deniyebilirsin ama inancını konuya katmazsan ulaşıcağın sonuç aynı olucaktır. Iyi günler.

Çünkü biz varız. Var olmuş ve var olmaya devam ederken hiçliği, hiçlik ile anlamamız neredeyse imkansızdır. Ben bu konuya şöyle bakıyorum ; hiçliği bir anlama yolumuz varsa, o da varlık evreninden bulacağımız bazı kıyaslar ve analojilerle anlayabiliriz. Bir örnek vereyim ; hiçlik ile zıddı olan her şey birbirine çok yakın kavramlardır. Sıfır ile sonsuz arasındaki ilişki gibi. Mesela, dinlerin vaadettiği cenneti düşünelim. Her an her şeye, her istediğine sahipsin. Hiçbir dert yok, tasa yok, acı yok, keder yok, sıkıntı yok. Lezzetlere doymak yok. Yani tam anlamıyla her şeye sahipsin. Yani isteyecek hiçbir şeyin yok bi anlamda. Bunu pratikte yaşadığınızı bi hayal edin lütfen. Sanki, her şeye sahip olma adı altında gerçek bir hiçlik var. Var olmak algılanmaktır. Algılanmanın temelinde ise, ihtiyaç hissetmek, istemek, elde etmek, elde etmiş olmanın verdiği var olma duyguları vardır. Oysa isteyecek hiçbir şeyinin olmadığını hissetmenin vereceği duygu, var olma duygusundan çok uzak bir duygu olacaktır. Kelimenin tam anlamı ile her şeye sahip olmak ile hiçlik hissi ya çok yakın duygulardır ya da aynı şeydir.

İki tür hiçlik vardır

Birincisi hiç var olmamak.

İkincisi ise varlığının farkında olmamak.

Şuanda var olma bilincine sahip olduğunuz için 'ben varım' diyebiliyorsunuz.

Bu açıdan hiçlik bilinçsizliğe eşit bir durumdur. Var olsanız bile var olduğunuzu fark edemiyorsanız hiçlik durumunda olursunuz. Çünkü var oluşunuza dair farkındalık yoksa 'ben varım' diyemezsiniz. 'Yaşıyor' olabilirsiniz ama bu cümleyi kuramaz ve bu farkındalığa sahip olamazsınız.

Bilincin varlığı bir çok kişi farkında olmasa da paradoks yaratan bir durumdur. Bu paradoksun varlığı bile bilincin yok olmayabileceğine ciddi bir delildir. Mesela hiçliği kavrayamamanız ama kavramaya çalışmanız bir paradokstur. Çünkü hiçliği düşünmek, sorgulamak varolanın pozisyonuna göre paradoks yaratır. Sorgulayan ve sorgulanan aynı nitelikten geliyorsa ise yani her ikisi de hiç ise o zaman bu tam anlamıyla bir paradokstur. Bu yumurta mı tavuktan tavuk mu yumurtadan çıktı durumuna benzer. Hiçlikten var olan nasıl olur da hiçliği sorgular. Bunlardan birinin diğerini sorgulayabilmesi için birinin özne olması diğerinin nesne olması gerekir ve biri diğerine tabi olmamalıdır. O halde buna göre özne hiçlikten gelemez, ortaya çıkamaz ve var olamaz demektir ki bu da bizi bilincin kaynağının hiçlik olmayacağı sonucuna vardırır.

Hiçlik insanın bu dünya algısıyla tanımlayamadigi ,vücudumuzda bulunan enerji başka bir forma dönüşecek.Cunku hiçbir şey yoktan var, vardan yok olamaz madem bilim diyoruz fizik diyoruz.İnsanı bir pil gibi düşünün.Enerji stogumuz yada üretme yeteneği bitince "Ey Allah'ın Resul'u, salat ve selam senin üzerine olsun!) Esselatu vesselamu aleyke ya Habiballah! (Ey Allah'ın habibi, salat ve selam senin üzerine olsun!) Esselatu vessalamu aleyke ya Nure Arşillah...sonra farklı bir evren farklı bir varoluş...