Yeni Soru Sor
Paylaşım Yap
Sorulara Dön
7

Neden dizi/film ya da kitaplardaki psikopat karakterlere sempati duyarız?

Nedenini hep merak etmişimdir. Benim de sevdiğim psikopat karakterler var, bu da kendime bu soruyu sormama sebep oldu.
530 görüntülenme
Neden dizi/film ya da kitaplardaki psikopat karakterlere sempati duyarız?
Neden dizi/film ya da kitaplardaki psikopat karakterlere sempati duyarız?
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
3 Cevap
İlhan Taşlı
İyi Bir Gözlemci

Sorunuzdan ziyade paylaştığınız film karesi ilgimi çekti ve cevap verme gereği duydum. Coen kardeşlerin "İhtiyarlara Yer Yok" filminden, Anton (Javier Bardem) karakterinin bir sahnesi.

Bu filimde Anton karakteri beni de çok etkilemiştir. Sıfır empati duygusu ve her ne olursa olsun kendisine verilen göreve odaklanması gerçekten çarpıcıdır. Oyunculuğun yanı sıra, yönetmenlerin oyuncu üzerindeki etkisini de görmek gerekir. Filmde bir sahnede geçen replik çok etkileyicidir.

Anton bir ofise girer, öldürmesi gereken kişiyi öldürür. Konuyla hiç alakası olmayan bir ofis çalışanı da oradadır ve sorar.

Tüm Reklamları Kapat

-Beni öldürecek misin?

Anton cevap verir.

-Beni görüyor musun?

Film, bu ve buna benzer insan üstü soğukkanlılık sahneleri ile doludur. Filmi seyreden pek çok kişi bu sıra dışı karaktere hayranlık duymuş olabilir. Ben bu durumu Hollywood Etkisine (yaşam tarzımıza, kültürümüze ya da aile yapılarımıza zıt etkinliklere özenme halinin genel adıdır) bağlıyorum.[1]

Kaynaklar

  1. Anonim. The Psychological Effects Of Movies - Supporttheworkers.org. (16 Ekim 2023). Alındığı Tarih: 11 Kasım 2024. Alındığı Yer: supporttheworkers | Arşiv Bağlantısı
7
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Esat Kudret
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim.

Hepsine değil, bazılarına!

Çünkü genetiğimiz romantik değil de ondan. Bu nedenle olay ve olgulara siyah ve beyaz olarak bakmayız. İyiliği ve kötülüğü keskin sınırları ile ayırıp pay etmeyiz.

Çünkü biyolojimiz bize en iyi dans eden, en iyi şarkı söyleyen, en iyi vb.vb.vb. bahşedebilir. Ancak bütün en iyileri tekelimize vermez. En kötüler için de geçerli.

Tüm Reklamları Kapat

Bir insanın sağ eli , savaş alanında düşmanın tepesine en sert şekilde inerken, sol eli evinde çocuğunun başını aşkla okşayabilir.

Hal böyleyken türlü yol ve yöntemlerle, türlü nedenlerle ve bizce kötü olanların tümünün hayatın her alanında da, yemek yaparken, aşık olurken, çocuğunu okşarken de kötü olması gerekmiyor. İyi olarak bildiklerimiz için de ve tersinden öyle.

İyi bildiğimiz insan da her konuda iyi olmak zorunda değil.

Zaten insanları tasnif ederken ta en başta yaptığımız hata, doğruyu veya yanlışı, iyiyi veya kötüyü davranışın kendisine değil de kişinin kendisine mal etmek ve toptancı bir anlayış ile biraz da bunu elimizle iterek yaratmak ve ardından cezalandırmak değil mi?

Tüm Reklamları Kapat

Kanıt mı: Hiçbir insan doğuştan kötü veya iyi değildir.

Ancak romantik Türk filmlerinden aşina olduğumuz toptancı yaklaşım ne yazık ki ve esas oğlanlar ile esas kızlar üzerinden özdeşim kurarak bizleri de toptancı bir saflaşmanın tarafı yapıyor.

“Tecavüzcü Coşkun”u dolmuşta dövdürten, “AYI” Yadigar Ejder’i açlıktan öldürten biraz da bu toptancılığımız değil mi? Oysa hepsi pırlanta gibi emekçi sanatçılardı.

Bu nedenle psikopat, kötü, deli vb. karakterleri izlerken şayet toptancı bir bakış açımız yok ise, olay örgüsüne, neden sonuç ilişkisine, zorunluluğa ve karakterin bir bütün olarak yaşamına bakarak bir sonuca varıp, adını koyamadığımız ve nedenini bilemediğimiz bir sempati duymamız şaşılacak bir durum değildir. Çünkü eğer onu manipüle etmemiş, kandırmamış, ona sürekli yalan söylemiyor isek; özgür olan bir vicdanın yapacağı budur.

Bazılarının, filmdeki karakterlere benzediği için özdeşim kurup onları alkışlamasını, onlara sempati duymasını ayrı tutuyorum. Filmlerdeki karakterlerden de tercih imkanı olduğu halde kolay olanı seçene sempati duyulmasını da…

Sempatisini, türlü, haklı-haksız nedenlerle, kendine, yaşama ve dünyaya duyduğu öfkenin filmdeki karakterler üzerinden ve bir intikam duygusu ile tatminine dayandıranlar ise çok farklı bir alanın inceleme konusu. Ve korkarım ki bu alan adaletsiz bir dünyanın ürünü olarak hızla genişliyor.

Bazen de bunların hiçbir olmayabilir. Sempatimizin asıl sebebi tamamen sanatsal ve söz konusu karakteri canlandıranın muazzam performansına yönelik de olabilir.

Kaynaklar

  1. Victor Hugo. (2011). Sefiller. Yayınevi: Tutku Yayınevi. sf: 361.
  2. Carl Gustav Jung. (1996). Analitik Psikolojinin Temel İlkeleri. Yayınevi: Cem Yayınevi. sf: 253.
  3. Sigmund Freud. (1996). Kitle Psikolojisi. Yayınevi: Cem Yayınevi. sf: 107.
  4. Doç. Dr. Haluk Yavuzer. (1993). Çocuk Ve Suç. Yayınevi: Remzi Kitabevi. sf: 300.
  5. Sigmund Freud. (1996). Beş Konferans Ve Psikanalize Toplu Bakış. Yayınevi: Cem Yayınevi. sf: 160.
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
7
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Yağmur Yıldırım
öğrenciyim, istanbulda yaşıyorum.

Bence vahşete duyduğumuz merakın yanında şiddete de bir merak duyarız. Örneğin gladyatörler, eski zamanlarda gladyatörler savaşırken insanlar merakla savaşan iki gladyatörü izlerdi, herkes heyecanla o savaşı takip ederdi. Halka açık idamlarda da durum böyleydi, insanlar idam edilen kişinin etrafına toplanır ve merakla onu izlerdi. Günümüzde bu korku merakımızı, korku oyunları ve korku filmleri gideriyor. Bunların hepsi karanlık meraklarımızdan sadece bazıları, ama karanlık meraklarımıza en güzel örnekse, seri katiller.

Suçlu bir kişinin zihnini çok merak ediyoruz ve bu içerikleri çok tüketiyoruz. Sanki bir dedektif gibi, suçlunun zihnini çözmeyi ya da incelemeyi çok seviyoruz. Dizilerde konu olan seri katillerin hayatlarını, işledikleri suçları izlemek büyük bir keyif veriyor insana. Burada demek istediğim şu, karanlık meraklarımız var ve bu merak bizi bazen mıknatıs gibi çekiyor. Seri katillere olan bu yatkınlığımız, karanlık meraklarımızın ne kadar güçlü olduğuna dair bir gösterge aslında. "True Crime" yani "Gerçek Suç" dediğimiz türe karşı duyduğumuz merakta, karanlık taraflarımızdan birisi. Ve tabi hepsinde öte seri katil içeriklerine karşı bu kadar yatkın olmamız, bize bir adrenalin vermesi, heyecan katması, o heyecanı seviyoruz. Bazı diziler ve filmler, öylesine büyük ders veriyor ki bazen. Bu da bizim merakımızı sarsan bir şey. Şiddeti ve ya vahşeti sevmek, bir yerde işimize de yarıyor; bizi hayata hazırlıyor. Çünkü hayat çiçek böcek değil, farkındalıkta katabiliyor bazen.

Korku filmi ya da korku oyunu tüketirken ne olur? Korkarız, çünkü işin eğlenceli kısmı oradadır. Korkarız, ama sonunda başarmak ya da oyunu/filmi bitirmek bize bir güç verir. Bu biraz maruz kalma terapisine de benzer. Korku, bazen kaygılarımızı da yenmeye yardımcı olur.

Tüm Reklamları Kapat

Karanlık meraklarımızda haddini aştığında bir yerden sonra bize sıkıntı çıkarabiliyor. Seri katillere karşı aşırı meraklı olan birisi, bir zamandan sonra o karakteri ya da kişiyi romantize etmeye başlayabilir. Seri katillerin mahkemelerine gelen, onlara hapiste yattıkları süre zarfında onlarca aşk mektubu yollayan yüzlerce kadın vardı mesela... Her şeyde olduğu gibi, karanlık meraklarımız da bir yere kadar güzeldir.

Söylediğim her şeyi topladığımızda, tüm bu konuların kesiştiği en net kavram varsa o da ölüm. En büyük merakımız ölüm...[1]

Kaynaklar

  1. P. BPT. Portal Ile Yansıma. Alındığı Tarih: 10 Kasım 2024. Alındığı Yer: Spotify | Arşiv Bağlantısı
5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close