Sorunuzu sorarken kısmen cevabı da vermişsiniz " Ay'ı Mars'dan daha iyi biliyoruz". Çok iyi bildiğimiz bir uydu için, bu çabaya girmek ne kadar anlamlı olabilir.
Elbette tek neden bu değil. Mars bir yerde kardeş gezegenimiz sayılır. Güneş Sistemi'nin ilk dönemlerinde büyük bir ihtimalle benzer koşullar altındaydık. Yani Mars'ın yüzeyinde sıvı su ve bizimkine benzer bir atmosferi barındırıyor olmalıydı. Fakat zaman Mars'ın lehine ilerlememiştir. Jeolojik yapısı uzun süre manyetik alanını korumasına engel olmuş, Güneş'in yoğun zararlı ışınlarına maruz kalmış, yüzey suları zamanla buharlaşıp uzaya savrulurken, atmosferi de ciddi hasar almıştır.
Mars ilk dönemlerinde yaşam barındırmış olabilir. Bu keşfi yapmak bilim için "evreka" anlarından birisi sayılabilir ve Dünya dışı yaşam arayışımızın ilk delillerini bu gezegende bulabiliriz. Diğer yandan Dünya dışı ilk koloniyi (şartlar ne kadar olumsuz gözükse de) kurabileceğimiz yegane gezegen olduğunu da görmek gerekir. Son dört gezegen zaten gaz devi, ilk gezegen Merkür ve Güneş'e aşırı yakın olması, atmosferinin neredeyse hiç olmayışı, O'nu tam bir cehennem yapıyor. Venüs ise tam tersi, sera gazlarından oluşan müthiş bir atmosferi var ve Merkür'e göre Güneş'e uzaklığı daha fazla olmasına rağmen çok daha sıcak.
Tüm bu nedenlerden dolayı, insanoğlu uzun bir süredir Mars gezegeninde koloni kurmanın hayalini yaşıyor. [1]
Kaynaklar
- L. H. Ashford. (2024). Mars - Das Grab Der Lebenden. ISBN: 9783759269577. Yayınevi: Nachtlicht Verlag.