İnsanlarda DNA dizilerinin çoğu (yaklaşık %92 kadarı) kodlamayan bölgelerden oluşur. Kodlamayan bölge dediğimiz kavram, bir gen olmayan ya da genin splice sonrası mRNA ürününden atılan intronlar, tekrarlayan dizi bölgeleri, duplikasyonlar sonucu oluşmuş ve sonrasında işlevini yitirmiş pseudogenler gibi DNA bölgeleridir. İnsan DNA'sı üzerinde rastgele bir bölgede oluşan mutasyon, büyük ihtimalle bu %92'lik kodlamayan bölgelere denk gelir. Kodlamayan bölgedeki bir mutasyonun insana zararı ya çok az (çünkü her ne kadar kodlamasalar da bu diziler gen ifadesi gibi olayları düzenleyebilir.) ya da hiçtir.
Ayrıca DNA'nın kodlayan bölgelerinde yani "genlerinde" meydana gelen bir mutasyon, üretilecek olan proteinde amino asit diziliminde bir değişikliğe yol açmayabilir çünkü amino asit çeşidini belirleyen birden fazla kodon olabilir. Örneğin alanin amino asidi, GCA, GCC, GCG ve GCU kodonları tarafından belirlenir ve bir mutasyonun yol açtığı değişiklik bu 4 kodonu kapsarsa, alanin alanin olarak kalacaktır. Amino asit dizisini değiştiren bir mutasyon ise, proteinin aktif olmayan bir bölgesinde meydana gelebilir ya da yeni oluşan amino asit, mutasyona uğrayanla benzer kimyasal yapıyı taşıyor olabilir. Bu gibi durumlarda mutasyonun fenotipi değiştirdiği açıktır. Fakat protein işlevi üzerinde etkisi göz ardı edilebilecek kadar küçük olabilir.
Elbette protein işlevini ortadan kaldıran ya da işlevi olumsuz etkileyen zararlı mutasyonlar da meydana gelebilir ve bunlar çok çeşitli hastalıklara yol açar. Bunun yanında görüldüğü üzere, çoğu mutasyon nötrdür.