Sorunuzdan anladığım kadarı ile kavramlar biraz karışmış. Konuyu netleştirmek için "Işık hızına çıkmış" demiyelim de, "ışık hızına yaklaşmış" olarak düşünelim. Şimdi Dünya'da bulunan gözlemcinin referans çerçevesinden; ışık hızına yaklaşan roketteki insanın hareketleri görülebilseydi, sanki ağır çekimde film izliyormuş gibi olurdu. Oysa roketteki kişinin saati normal hızında çalışır veya kalp atışları tıpkı bizimki gibi normal ritminde atar veya roketteki kişi hareketlerinde hiç bir anormallik fark etmezdi. Yani zamanın akışındaki tuhaflık Dünya'da bulunana göredir. Diyelim ki; Dünya'da olan için 24 saat, roketteki için 1 saat geçti. Rokette bulunan bu bir saati hiç bir şey olmamış gibi, tıpkı bizim burada deneyimlediğimiz şekilde bu zamanı yaşardı.
Hadi olmaz ya, oldu diyelim. Roketteki adam ışık hızına çıktı. Gene bizim referans çerçevemizden bu adam donmuş gibi görünür ve kolundaki saat durmuştur. Roketteki adam için ise geçen zaman sıfırdır. Bakın burada ilginç bir durum var; roketteki hareket edemiyor değil, sadece deneyimlediği zaman sıfırdır. Yani biz Dünya'da sıfır saniyede hiç bir eylem gerçekleştiremediğimize göre, roketteki de eylem gerçekleştirememiş olur.
Bu durum şu örnekle aynı aslında. Bir arabanın içindesiniz ve sıfır saniyede frene basarak arabayı durdurmanızı istiyoruz. Bu sizin için nasıl mümkün değilse, roketteki için de mümkün olamaz. [2]
Kaynaklar
- Ö. Kayalı. Özel Görelilik - İkizler Paradoksu. (24 Nisan 2015). Alındığı Tarih: 2 Aralık 2024. Alındığı Yer: Kozmik Anafor | Arşiv Bağlantısı