İYİ günler dilerim.
Buradan , şu sorunsala geçilmesini öneriyorum.
YALAN söyleme hastalığı MİTOMANİ, bir gerçekse, bu yalana,ŞEHVETLE inanma da, "yüzlerce yıllık " bir dini altyapının,kısaca görmediğine / bilmediğine inanma, var kabûl etme, mit /efsane yoğun düşünme/algılama/, uygulaması sonucunda , hemen hemen, tüm psişik refleksler NASIL , yaşamın esas hücre çekirdeğinde, BELİRLEYİCİ olabiliyor !
Doğduğum KENT TARSUS, ilginç bir yerdir.
İSLAMİYETLE, yakın uzak,hiç bir "ilişkisi" olmamakla birlikte, tevrat kişisi, SİMYACI/yahudi "peygamberi" DANYAL, kentimde, ciddi bir etkiye sahiptir.
Kentin eski "makam cami" sinin ,tadilat kazılarında bulunduğu iddia edilen "tabuta" dayanarak, bu şahsın makamının bu cami olduğu kabul edilerek, "FATİHA" bile okunmaktadır.
Keza, müslümanların kitabı kuranda geçen, KEHF suresindeki "mitik" hikaye, 7 uyurlar için,kuranın yaptığı,son derece yetersiz "konum" bildirimi, TARSUS'un kuzey batısında bulunan tepedeki MAĞARANIN yıllardır, " olsa olsa bu mağaradır" şeklinde bir ön kabule neden olmuştur.
Daha da trajiği, üretilen efsanede sözü edilen,ZALİM ROMA HÜKÜMDARI TAKYANUS adında birinin, ROMA tarihinde olmadığı, bilinmesine rağmen.
Bütün bunları altalta koyduğumuzda , ortaya "" post/şizofren" bir "" toplum " katmanı çıktığını/ göründüğünü savlayabiliriz gibime geliyor.
selam ve sevgi ile
hüseyin SUNGUR
TARSUS