Şu ana kadar, tek bir disipline ait bilginin herşeyi açıklayamacağını anlayacak kadar ilerledik bilimsel anlamda. Zaten o yüzden herşeyin teorisini arıyoruz. Makro ve mikro ya ait yasaları birleştirip evreni bütün olarak anlama çabamız bulunmakta. Kaldı ki sadece kuantum fiziği ıle açıklayalım.
Diğer yandan akla ait yasalar bütünü söz konusu değil. Hatta kendisi için düzenli yasaların oldugu söylenecek bir şey bile kabul edilemez akıl. Genel hatlarıyla anlamaya çalışmak, bilmediklerimizin hükümranlığını değiştirmiyor şimdilik.
Disiplinlerarası bakış açısı, bir disipline ait konuyu bile farklı disiplinlerle birlikte ele almanin gerekliliği 'ni ortaya koymakta. Holistik bakış yaygınlaşmakta, ancak evreni bir bütün olarak anlamak, beyin zihin bilinç gibi kavramları öngörülebilir biçimde çözmek şimdilik mümkün görünmüyor.
Eğer kişi aklının saf bilgisine ulaşmak gibi bir ideale sahip ise, bunu büyük ihtimalle bilişsel terapilerle, bilinç gelişimiyle yapmaya çalışabilirmiş gibi görünüyor. Bilimi üreten beynin, kendini ürettiği bilimle kendini anlaması biraz paradoksal bile gelebilir. Bilincin hatta canlılığın ne olduğu tanımlanmamış iken, olasılıklar okyanusu kuantum yasaları ile biyolojik sayısız faktörün birlikteliği ile çalışan karar verme mekanizmaları, bilişsel süreçleri açıklama çabası bir metodoloji hatası olacaktır. Beynin çalışması nöronal aktivitenin kuantum düzeyde olduğunu biliyoruz. Ancak bu aktivitelere neden olan o kadar çok biyolojik faktör var ki, bu yapıyı sadece kuantum yasaları açıklayamaz.
112 görüntülenme