Bir çok kişiye pek anlamsız ya da garip gelebilecek bir soru bu bence ama altında gayet incelenesi detaylar ve gözden kaçırdığımız gerçeklere vurgular içeriyor.
İnsanın üreme dinamiklerini, kadın için cinsel sağlık ve verimlilik, erkek için ise hayatta kalma, doğayla ve çevreyle mücadele gücü belirliyor. Yani erkek, cinsel olarak verimli ve sağlıklı kadınları, kadınlar ise hayatta kalma becerisi yüksek erkekleri tercih ediyor. Elbette başka ek vasıflar da yok değil ama konunun temeli bu.
Bu temelin üzerine inşa edilen iki vasıf daha var. Ve bu vasıflar aynı evrimsel gereklilikten doğuyor: İnsan yavrusunun yetişkin bir birey haline getirilebilmesi için anne ve babanın, belirli bir süre iş birliği yapması şart. Zaten insanda evlilik de bu yüzden var, hatta gerekli hatta çok önemli. Yani madem iki insan üremek üzere birbirlerini seçiyorlar, bu seçimin bir yan gerekliliği de uzun yıllar birlikte yaşama zorunluluğu.
İşte eğer siz üremek üzere birini seçiyorsanız, uzun yıllar onunla yaşamayı da kabul etmek zorundasınız. Bu nedenle de o eş bayağı seçkin biri olmalı. (Aşk da bu zaten. Bu kadar seçkin birine duyulan arzu da çok yüksek olur) Peki bu seçkinliği nasıl sağlıyoruz? İşte bu da, ilk verdiğim vasfa ek olan 2. vasıf: Kadın, güvenilir erkeği seçiyor. Kendisini hamile iken ya da çocuk henüz bebek iken gitmeyecek erkeği. Erkek de, evrimsel olarak çok fazla sperm üreten, genlerini saçma eğilimi kadına göre çok daha fazla olan ve bu nedenle de sürekli karşı cinsle cinsel yakınlaşmada olma dürtüsünde olan ve hatta sağlıklı sperm üretebilmek için sürekli spermler saçması gereken bir hayvan olaraktan birlikte yaşayacağı uzun yıllar boyunca kendisini cezbedecek güzellikte kadını seçiyor. Ki aslında bu pek de şart değil çünkü ilk vasıftaki "cinsel verimlilik ve sağlık" göstergeleri erkek için birer güzellik, çekicilik ve estetik kıstası haline gelmiş.
Tüm bu evrimsel dinamiklerden ortaya çıkan gerçek şu: Kadın güzel. Kadının her şeyi güzel. İnsan dediğimiz evrimsel aşamanın estetik vasıflarının neredeyse tamamı dişisinde, yani kadında toplanmış.
Ve bu kadın güzelliği çağlar, yüzyıllar boyu artık, yeryüzündeki toplam güzelliğin de en önemli parçası olarak kabul görülmüş. Yani kadının güzelliği, sadece, erkeğini evlilik boyunca kendisine sadık kalması için evrimsel olarak ona verilmiş bir vasıf olmaktan çıkmış, başlı başına bir olgu, bir estetik kıstas haline gelmiş. Yani neredeyse bir sanat eseri gibi ki olaya sanatsal olarak baksak da bu dinamiklerin yüksek oranda geçerli olduğunu görürüz. Sanat kadını hemen hep estetik bir nesne olarak resmetmiştir. Erkeğe göre çok daha fazla...
İşte geldik cevaba: Kadın güzelliği, tüm dünya için olduğu gibi başka kadınlar için bile güzellik ve estetik kıstasıdır. Bu cinsel bir uyarılma anlamında değildir. Ki eşcinsellik apayrı dinamikler, dediğiniz gibi onu konuya katmaya gerek yok. Bu nedenle iki kadının birbirinin bu vasfına ilgi duyması aslında gayet normal. Dediğiniz gibi iki erkeğin birbirine ilgi duyması için farklı dinamikler gerekir gibi görünüyor. Ama iki kadın için bir gerekçeye sebep yok sanki.
Tüm bu yazdıklarım kesin ve bilimsel değil elbette. Bilimsel bilgiler üzerine bir fikir yürütme, bir yorum. Ama bence mantıklı ve geçerli bir açıklama bu. Günlük hayatta da kadınların dostlukları ve yakınlıkları ile erkeklerin dostlukları ve yakınlıkları gerçekten farklı süregider çoğunlukla. Bunun sebebinin de bahsettiğim dinamikler olduğunu düşünebiliriz.
Umarım fikir verebilmişimdir. Sağlıcakla...