Bu durum, uykularımız üzerinde biriken uyku basıncından ve uyku borcundan kaynaklanır.
Normal süresinden çalınmış bir uyku miktarı, bir tür ‘uyku borcu’ yaratır. Vücut, eninde sonunda bu borcun geri ödenmesini ister. Uykunun yetersiz olması muhakeme yetisi ya da tepki süresini olumsuz etkiler.
Birçok yetişkin, farkında olsalar da olmasalar da, kendilerini günlük ya da haftalık olarak uykularından alıkoyarlar. Uykuyu kısıtlamak veya geceleri hep uyanık kalarak sabahlamak, uykularımız üzerinde biriken uyku basıncını arttırır. Bu uyku basıncı, uyuduğunuz süre zarfında azalır. Dolayısıyla yatağa ne kadar fazla uyku basıncıyla giderseniz, o kadar uzun süreler uyumanız gerekir. Dolayısıyla kural basittir: ne kadar uyku kaybederseniz, o kadar uykuya ihtiyaç duyarsınız. Buna bazı bilim insanları "uyku borcu" da demektedir. Eğer ki ortalamada 7 saat uyku sizin için en uygunuysa ve bir gece 5 saat uyuyabildiyseniz, ertesi gün 9 saat uyuyarak arayı kapatabilirsiniz. Tabii 3 gün uykusuz kaldığınız için 21 saat uyumanız gerekmez; ancak 3 gün aralıksız uykusuz kalacak olursanız, ilk uyuduğunuzda uyku sürenizin 15-20 saat arasında olması çok muhtemeldir. Dolayısıyla uyku borcu hesabı doğrusal bir matematik hesabı olmasa da, gerçeğe yakın sonuçlar vermektedir.
264 saatlik rekoru kıran Randy Gander 15 saatlik bir uykudan sonra kendini büyük oranda toplamıştır ve “borcunun” %24’ünü ödemiştir. Uyku borcu, uykusuz kalınan sürenin olduğu gibi bölüştürülmesiyle ödenmez. Örneğin günde yaklaşık yedi saat uyuyan birisi bir gecelik uykusuzluğun ardından diğer günlere fazladan 4-5 saat uyku artışını bölüştürür.
Uykunun Evrimi Üzerine:
Gelişmiş kültürümüzle geceleri aydınlatabiliyor, uzak mesafeleri katedebiliyor, en kötü koşullarda yaşamımızı devam ettirecek teknolojileri üretebiliyoruz. Bu, türümüzün tarihinin büyük kısmında böyle değildi. Geceler görüşümüzün kısıtlandığı, havanın soğuduğu, korunmasız ve yiyecek bulamadığımız zamanlardı. Büyük insan topluluklarının mağaralara, ağaç kovuklarına veya başka güvenli yerlere sığınmasının sebebi buydu. Bizim ve diğer hayvanların bu döngüde verimsiz zamanlarını uyuyarak geçiriyor olması pek çok bilim insanına uykunun kökeninde enerji tasarrufu ve güvenliği sağlamak üzere bizi yerimizde tutan bir evrimsel süreç olduğu düşüncesine itmiştir.
Yani ek olarak sorduğunuz sorunun cevabına "çevre ve çevreyi etkileyen her şey" diyebiliriz. Çünkü bizler çevremize göre değişiyoruz, uyumlu olmaya çalışıyoruz. Işığı bulduktan sonra etrafımıza binlerce ışık döşedik ve bu bizim uykumuzu etkiledi, etkilemeye devam ediyor...
Kaynaklarda Evrim Ağacı'nın güzel bir makalesi var, bunu okuyabilirsiniz. Sevgiler.
Kaynaklar
- Ç. M. Bakırcı. Uyku Nedir? Uykunun Evrimi, Günlük Uyku Süreleri Ve Uyku Sırasında Düşme Hissi Üzerine.... (17 Aralık 2021). Alındığı Tarih: 17 Aralık 2021. Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı