Bu durumun bazı kişilerde olmasının sebebi bazen şu da olabilir.
İnsan zihninde yüz tanımaya dair çok özelleşmiş nöronlar vardır. Yani yüzlere bakarken beyinlerimiz yüzdeki ifadeleri işlemekte, yüze anlam vermekte ve yüzü diğer nesnelerden direk ayırt etmekte ve farklı algılamaktadır. Bu insan dışındaki diğer canlıların yüzlerine baktığımızda da geçerlidir ve hatta yüze benzeyen her şey için bu özelleşmiş hücreler aktif olur ve Beyin bu gibi bir cansız nesneyi bile bir nevi 'canlı' hale getirmekte ve canlı gibi algılamamıza neden olmaktadır. Örneğin heykel benzeri yapılarda biraz o sırada bilincinizi zorlarsanız ürkütücü gelebilecek şekilde sanki bu nesnelerin canlı gibi size zihinsel imajlar vereceğini veya verdiğini fark edersiniz. Beyindeki özelleşmiş hücrelerin çalışma prensibi özelleştikleri konuda direk ve otomatik olarak bir uyarıya tepki vermeleri ve o sırada anında otomot şekilde aktif olmalıdır. Yani bu durum bilinçdışı bir biçimde direk gerçekleşir. Çoğu zaman kişi bunun farkında dahi olmaz. Bu nedenle de başka insanin yüzüne bakarken özelleşmiş nöronlar ile yüze dayalı özel anlam tetiklemesi olması sonucu bu gibi etkilerin zihinsel olarak içinde bulunulan durumun o an önüne geçmesi mümkündür. Çünkü yüzler konusunda çok çok özelleşmiş bir beyin yapısına sahibiz. Karşınızdaki kişiye bakarken o kişi tanıdık biriyse sizde ifade ettiği genel anlamın da yüzüne bakarken yukarıdaki şekilde özel olarak tetiklenmesi de mümkündür. Hatta benzer sebeplerle çoğu insan diğer insanlarla göz teması kuramaz veya kısa süreli kurabilir veya göz teması sırasında kişi de farkli algılar (anlamlar) oluşabilir. (Not: Bu durum zaten aşkta da 'bir mana var gözlerinde' durumuna dönüşür. Yine bir şair de anlaşılan gözler kalbin aynasıdır diye boşuna dememişe benziyor 😉)
Kaynaklar
- D. Eagleman. (2017). The Brain. ISBN: 9783570552889.