Yeni Soru Sor
Paylaşım Yap
Sorulara Dön
12

Karanlık madde bilinç taşıyan mikroskobik varlıklar mı?

Mevcut bilimsel anlayışa göre karanlık maddenin mikroskobik ve bilinç taşıyan varlıklardan oluştuğuna dair bir kanıt yok. Soru tabii ki teoriktir. O nedenle teorik açıdan bakmakta fayda var.
200 görüntülenme
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
4 Cevap
Fatma Nur İnakçı
Bilimsever Okuyucu

Bu konuda teorik olarak konuşmak gerekirse Kuantum bilinç teorileri gibi yaklaşımları ele alalım. (Orch-OR) gibi hipotezlerden ilham alabiliriz. Penrose ve Hameroff’un teorisinde, mikro düzeydeki bazı kuantum süreçlerinin insan bilincine temel oluşturabileceği öne sürülüyor. Bu teoriyi karanlık maddeye uyarlayacak olursak şöyle bir varsayım düşünebiliriz: Karanlık maddeyi oluşturan parçacıklar bilincin temel bir bileşeni olacak kuantum süreçlerine sahip olabilirler mi?

Bu teorik yaklaşımı daha da açarsak, mikroskobik bir varlığın bilinç taşıması için karmaşık bir yapı ve bilgi işlem kapasitesine ihtiyaç duyması gerektiği ortaya çıkar. Bi bakıma kuantum bilgisayarlar ve kuantum dolanıklık gibi süreçlerle ilişkilendirilebilir. Fakat kuantum dolanıklığın evrende geniş ölçekte işlerlik kazanabilmesi ya da mikroskobik düzeyde bilinç kavramına yol açabilecek kadar uzun süre korunabilmesi oldukça zor. Karanlık maddenin varlığına dair tüm ölçümler kuantum özellikleri dışında çoğunlukla kütleçekimsel etkilere dayandığından onun herhangi bir bilgi işleme ya da bilinç oluşturma kapasitesine sahip olduğunu söylemek için elimizdeki veriler de yetersiz.

Ben burda kuantum ve bilinç ilişkisini ele alarak açıklama yapmak istedim. Şimdi teorik olarak karanlık maddeyi mikroskobik bilinç taşıyan varlıklar olarak düşünmek ilginç bir spekülasyon sunar evet. Fakat mevcut bilimsel anlayış onun daha çok bilinçten yoksun ve sırf kütleçekimsel etkiler yaratan bir madde türü olduğu yönünde. Hipotezin kabul edilebilmesi için, karanlık maddenin kuantum seviyesinde bilinçle ilişkilendirilebileceğini gösteren kanıtlar bulunması gerekecektir.

Tüm Reklamları Kapat

Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
11
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
İlhan Taşlı
Fizik İle İlgilenen

Karanlık madde hakkındaki kişisel fikrim; böyle kendine has bir maddenin olmayacağı yönündedir. Bu yorumum bazıları için küçümseyici ve alaycı bir bakışa neden olabilir. Ancak ben bunu gene de göze alacağım ve nedenleri ile açıklamaya çalışacağım.

Öncelikle genel duruma bakalım: Modern kozmoloji görüşümüze göre evrende kabaca %4 bilinen madde, %22 karanlık madde, %74 karanlık enerji var. Karanlık madde her ne ise gözlemlediğimiz maddenin 5 katından fazla ve gerçekten Güneş sistemimizin galaksi etrafındaki yörünge hızına baktığımızda; kütleçekim ve yörünge hızı hesapları ile örtüşüyor.

Karanlık Madde Adayları:

Tüm Reklamları Kapat

WIMP'ler (zayıf etkileşimli büyük kütleli parçacıklar): Bu parçacıkların başında nötrinolar gelir ve ana kaynakları Büyük Patlama (bazı kozmologlar "nötrinolar elektronun onbinde biri kadar kütleye sahip olmaları durumunda, evrenin kapalı bir sitem olarak kalacağını" öngörmüştür) ve yıldızlardır. Kaynakları bu denli sağlam olunca, galaksi içindeki varlıklarının nicel büyüklüğü tartışmasızdır. Gelin görün ki, bu parçacıklar etkileşim kurma konusunda çok isteksizdir ve bu nedenle şimdiye kadar doğru düzgün kütle büyüklüklerini bile ölçemedik. Ama en azından elektron nötrinosunun 10 eV civarında olan kütlesi tespit edilmiş durumda. Evrende henüz keşfedemediğimiz zayıf etkileşimli, fakat kütlesi olan parçacıklar da olabilir.

Aksiyonlar: Aslında bu aday zurnanın zırt dediği farazi parçacık olabilir. Eğer bu parçacıklar gerçekten var ise kozmolojide bir değil, iki çıkmaz sokağa geçit açar. Birincisinden zaten bahsediyoruz karanlık madde, ikincisi "Büyük Patalama'da madde ve anti madde aynı anda oluştu ve birbirlerini sürekli yok etti ise avantaj neden madde yönünde ilerledi?" sorusu. Bu hipotetik parçacıklar CP simetri sorununu çözmek için ortaya atılmıştır. "CP simetrisi de nedir?" Derseniz: Maddeyi oluşturan temel parçacıklar kuarklardır (proton ve nötronu oluşturur). Kuarklar, antikuarklar ve gluonlar yer değiştirdiğinde ve yükler tersindiğinde, parçacıkların özellik ve davranışlarının değişmemesi demektir. CP simetrisi olmadığında, nötronun, manyetik kutuplarından birinde daha fazla artı yük, öteki kutbunda da daha fazla eksi yük olması gerekirdi, ancak bu durum böyle olmuyor ve simetri bozulmuyor. İşte bu tuhaf durumu açıklayan varsayımsal parçacıklara bu isim verilmiş. Eğer bu parçacıkların bir kütlesi var ise sağlam bir karanlık madde adayı olur.

MACHO'lar (büyük kütleli sıkı halo cisimler): Burada tanımlanmış havalı tabire takılmayın. Aslında galakside tespit edemediğimiz gezegenler, yıldız oluşturacak kadar kütleye sahip olmamamış büyük kütleli cisimler, kahverengi yıldızlar (çok hafif parlama yapmış yıldızlar), parlaklığı çok düşük kızıl cüceler, tespit edilememiş irili ufaklı karadelikler, gözlemlenmesi zor gaz ve toz bulutsuları ve benzerleri kast ediliyor. Son yapılan çalışmalardan bir örnek verecek olursak; kahverengi yıldızlar galaksi içinde yeni yeni tespit edilmeye başlandı ve bunların sayısının, tespiti zor kızıl cüceler ile birlikte, bilinen yıldız sayısından yüzlerce kat fazla olabilceği söyleniyor. Ve şimdilik en büyük aday da bunlar.

Şimdi benim kafama takılan soru şu; kozmologlar çok sağlam adayları sıralamış ve her bir çalışma birbirinden bağımsız kendi adayını "kral" ilan etmek için çalışıyor. Yani bunların hepsi birden karanlık maddeyi neden oluşturmasın? Aslında ortada ekstra kütleçekime neden olan bilinmez bir fenomen/egzotik madde olamayabilir. Belki de karanlık madde öylece gözümüzün önünde duruyordur.

,

8
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Esat Kudret
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim.

Bilmek, bildiğini bilmek, bildiğini bildiğini bilmek!

Bildiğimiz anlamı ile bir bilinç olabilmesi için bilgi ve bu bilginin depolandığı bir zihin ile bu zihnin içerdiklerinin farkında olması gerekir.

Genel olarak da bu meziyet canlılık ile açığa çıkan fiziksel temelli biyo-kimyasal bir meziyet. Dolayısı ile bilinç dendiği zaman akla gelen ilk şey de canlılık oluyor.

Tüm Reklamları Kapat

İlk şey fakat tek şey olmayabilir. Bugün yapay zeka ile hayatımıza giren süreçler bilincin yapay olarak da yine fizik temelli ve salt kimyasal süreçler ile veya sadece fiziksel süreçler ile de biyolojik bir aracıya ihtiyaç duymadan inşa edilebileceği yönünde.

Hal böyle olunca da bilinç dediğimiz şeyi yeniden tanımlamak bir zorunluluk haline geliyor. Tıpkı evrende başka yaşam formları arar iken canlılığı yeniden tanımlamak zorunda oluşumuz gibi.

Aynı işe yarayan ve aynı işi yaptıran her hangi bir elektronik aletteki normal bir veri (girdi) ile canlılığın zihninde hayat bulan eş değer bir veri (girdi) arsındaki fark ne ki birine kod diğerine bilgi adını veriyoruz. Genel kanı farkındalık olduğu yönünde.

Farkındalık, bir canlının çevresinde gelişen olayları bilme, algılama ve duyumsama becerisi şeklinde tanımlanır. Ancak bilincin ve dayandığı farkındalığın kendisi de dahil, bu tanımın içerdiği, bilme, algılama, duyumsama vb. her alt başlığı her tanımlamaya kalktığımızda, her seferinde biraz daha bu vb. kavramların aslında ne kadar göreli olduğunu görürüz. Haliyle de bu tanımlamaların canlılık ile sınırlanamayacağını da.

Tüm Reklamları Kapat

Bundan sonra kapı açıktır. Bu bütünün içinden göreli olabilecek bilinci ve vesile olduğu farkındalığı çıkardığımızda geriye bilgi ve bu bilginin depolandığı hafıza kalır.

Bilgiye biraz daha derinlemesine zum yaptığımızda da aslında verilerden ibaret olduğunu görürüz. Ve eğer bir şey bir veriyi geçici veya kalıcı olarak taşıyabiliyorsa, bir yük taşıma alanı (zihin gibi) var demektir. Ki zihin kavramının eş anlamlısı olan hafıza da Arapça’da korunak anlamına gelir.

Artık içeri girebiliriz: Karanlık madde şayet ne olduğu tam olarak bilinmese de bir etkiye neden oluyorsa ve evrende etkiyen her şey ama her şey, her şeyden de etkilenen ise, bu her şeyler arasında kesintisiz bir veri akışı var demektir. O zaman sadece karanlık maddenin, dolanık atom altı parçacıkların değil, enerji dahil, evrene içkin her şeyin ve hatta evrenin kendisinin bile bir bilinci var demektir.

Şimdi de bindiğimiz dalı keselim: Bilinci felsefi temelde ele alıp yeniden tanımladığımızda karşımıza iki temel bariyer çıkar. İlki nesnel/dışsal gözlem, ikincisi ise öznel/ içsel gözlemdir. Yani hem dışımızdaki dünyanın bilgisi hem de içimizdeki dünyanın bilgisi ve her ikisini de bildiğimizin bilgisi.

Dolayısı ile ister nesnel/dışsal isterse öznel/içsel her iki gözlem de verilerin iradi işlenmesi anlamına geleceğinden ve bu durum tercih imkanını mümkün kılacağından bilincin canlılığa özgü olduğu sonucuna da varılabilir ve yukarıdaki hikaye çöker.

Karanlık maddeye dönersek: Henüz ne olup olmadığını bilmiyoruz. Ancak orada bir şeylere etki eden bir şeyler var, bunu biliyoruz. Bu şey; bilinci ilk hali ile tanımladığımız şekle uygun olarak ve sadece etki-tepki-veri akışı üçgeni üzerinden bir bilince de sahip olabilir, Bilinci felsefi temelde ele alıp tanımladığımız şekle uygun olarak bildiğini bilen bir bilince de… Algı sınırlarımızın yahut içinde yaşadığımız boyutun dışında mikroskobik yahut makroskobik bir varlık olarak…Orası artık bizi aşar…

Yine de bilimin bize bu güne kadar kanıtladığı üzere; Son cümle (altı çizili) daha çok belirsizlikten beslenen ve onun üzerinden hayat bulabilecek bir cümle. Ancak kanaatim odur ki; her adımında belirsiz olanı belirli hale getiren bilim üç vakte kadar bu cümlenin de “karanlık madde özelinde” altını oymaya, içini boşaltmaya başlayacaktır.

Ancak ne zaman ki bildiğini bilmek olarak bilincin, nesnesinden bağımsız ve özünü koruyarak (Enerji dahil) her forma dönüşebileceği deneysel olarak kanıtlanırsa, o zaman cidden sadece işler değil, evrene dair bildiğimiz her şey değişir. Çünkü artık inşa olacağı bir nesneye (Maddi varlığa-Organizmaya vb.) tabi olmadan da, salt özne kendisi olmak üzere dışındaki her şeyi nesneleştirir.

Ancak bu olmadan da (deneysel olarak kanıtlanmadan) olmuş gibi en kestirme yoldan yukarıdaki sonuca ulaşmanın yolları da var. Bilim cübbesini çıkarmayı gerektiren cinsinden…

7
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Ayşen Atalan Pentimentoartshop
Görsel sanatlar öğretmeniyim?

Her tanımlı madde kendi özelliklerini taşıyan bilgi taşır. bir madde tanımı vermişsek özellikleri ile bir bütün olmuş , sürebilen, değişip

dönüşebilen özelliklerimin etkisi olandan bahsediyoruz demektir. Bu da özelliğini taşıyan bilgi içerdiği anlamını verir.

Tüm Reklamları Kapat

2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close