Eğlenceli bir soru olmuş. En azından konu başlıklarından bahsedebilirim sanırım.
Soru 1. Atomlar belli paternlerle hareket ederken hür iradeden bahsedilebilir mi? Burada determinizm yani bir miktar kadercilikten bahsedilen bir olgu. Çünkü evrende en spesifik olan düşüncelerimiz bile kimyasal ilaçlarla rahatlıkla değiştirilebiliyor. Soruda bahsettiği şey atomun bile nasıl hareket edeceği belli ise biz nasıl kendi hür irademizle karar verdiğimizden emin olabiliyoruz? Determinizm çok kaba bir şekilde her şeyin önceden belli olması demek. Daha doğrusu evrenin yasalarından dolayı her şey önceden belli. Sen istediğin kadar üzgün ol ben bir antidepresanla seni gülme krizine sokabiliyorsam hür irade nerede?
Soru 2. Neden madde var? Buna varoluşçuluk felsefesi denilir. Hangi felsefeciydi hatırlamıyorum; Düşünüyorum, o halde varım, dediği şey budur. Tartışması da hiç bitmez.
Soru 3. Karadeliğin yüzeyinde durarak uzayın yarınına bakılabilir mi? Bu Einstein'in özel görelilik teorisine ve karadeliğin gerçekten de arkasında kalan ışığı ön tarafında göstermesine bir atıftır. Nitekim Kip Thorn'ün modellediği karadelik böyleydi. Eğer karadelik uzay zamanı büküyorsa ışık için, neden arkasında kalması gereken ışığı ön kısımda göstermesin? Buna kütleçekimsel merceklenme deniliyor. Fotoğraf eski olsa da bu sene Jamess webb teleskopu tam da bu kütleçekimsel merceklenmeyi gösterdi.
Soru 4. Dünyada tek bir insan kalsa dahi ahlaktan bahsedilebilir mi? Ahlak felsefesi diye bir felsefe konusu var mı bilmiyorum ama soru bir felsefe sorusu. Felsefeden anlamam ama evrimsel açıdan kafamdan atabilirim bir cevap. Birincisi Ahlak dediğimiz şeyin kendisinin göreceli olması durumu. Tüm dünya'da elbise kullanılırken bazı kabileler çıplak geziyor? Bu kişilere ahlaksız diyebilir miyiz? Eğer bütün toplum kabulleniyorsa bir şey yanlış olsa da doğru mu oluyor yani? Hemen hemen bütün toplumlarda cana kıymak ahlaksızlık iken Maya'lar çatır çatır Tanrıya insan kurban ediyordu. Örnekler çoğaltılabilir. Antik Mısır'da kardeşle evlenmek normaldi.
Dünya'da tek bir insanın kalması konusu ise bence evrimle alakalı. Yani insanın doğada tek başına varolabilmesi mümkün değildi muhtemelen. İnsanlardan bir araya gelmeye meyilli olanlar üreyebildi. Ama bir arada yaşamak istiyorsan kendin gibi yanındakini de gözetecektin. Sev beni seveyim seni durumu yani. O halde zorunluluktan bir arada kalan insanların Ahlaklı olduğundan bahsedebilir miyiz? Bence bahsede miyiz. Sadece herkes henüz sınanmadığı günahın masumu. İnsanların yokluk zamanı ne kadar vahşileşebileceği bilinen bir gerçek. Bolluk varken herkes iyilik meleğidir.
Soru 5. Karakterimizi kimyasal reaksiyonlar belirlerken iyi ve kötü tanımları neden mevcut? Bu sotu determinizm sorusuyla aynı alakayı taşıyor. Aslında karakterimiz sandığımız şeylerin yarısı beslenme şeklimiz, soluduğumuz hava, içtiğimiz sudan ve kalan yarısı genetik faktörler ile çevre koşulları ve geçmiş öykümüzden geliyor. O zaman yine aynı soruya geliyoruz. Her şey bu kadar önceden bdlirli iken hür iraden bahsedebilir miyiz? Bu durumda neyin iyi neyin kötü olduğu da değişiyor. Genel kural tolumda iyi ol. Genetiğimiz böyle, böyle evrimleştik. Sosyal hayat yani ait olduğumuz sürü canımızı verecek kadar önemli. Neden? Çünkü türün devamı önemli. Bu yüzden toplum içinde kimseye zarar verme ve iyi ol. İyi ol'dan kasıt, toplumu ayakta tut.
Eğlenceli bir tpoic oldu benim için. :)