Evet, bir cisim olay ufkunu geçtikten sonra tekilliğe yaklaştıkça, uzamsal boyutları çöker; zaman ve uzay kavramları da anlamını yitirir. Ancak bu, cismin kelimenin tam anlamıyla “tek boyutlu” ya da “boyutsuz” hale geldiği anlamına gelmez çünkü o bölgede boyut kavramı bile fiziksel anlamını kaybeder.
Konuyu biraz daha derinlemesine ele alırsak:
Bir cisim süper kütleli bir kara deliğin olay ufkunu geçtiğinde, artık geri dönüş yoktur. Bu noktadan sonra cisim, uzay-zamanın bizzat içine doğru, tekilliğe yönelerek düşmeye başlar. Tekilliğe yaklaştıkça kara deliğin olağanüstü güçlü yerçekimi, cismin farklı bölgelerine farklı kuvvetler uygular. Bu durum, cismin bir yönde aşırı uzayıp diğer yönde sıkışmasına yol açar.
Lakin burada asıl dikkat çekici olan, cismin sadece fiziksel olarak değil, uzay-zamanın kendisiyle birlikte çökmeye başlamasıdır. Tekilliğe yaklaştıkça uzay ve zaman kavramları anlamını yitirir. Bu nedenle, cismin “tek boyutlu” ya da “boyutsuz” hale geldiğini söylemek teknik olarak doğru değildir. Çünkü bu bölgede artık “boyut” kavramı bile geçerliliğini kaybeder.
Kısacası, bir cisim olay ufkunu geçtikten sonra tekilliğe doğru düşerken uzamsal boyutları çöker fakat sonunda tek boyuta dönüşmez. Tekillikte uzay-zaman geometrisi tamamen bozulduğu için, cismin biçiminden ya da boyutundan söz etmek mümkün olmaz. Orada, tam anlamıyla fizik durur.
( Umarım açıklamam yeterli olmuştur ) =))