Kısa cevap evet.
Hatta bu durum, herkesin gerçekliğinin öznel olmasına yol açacak kadar belirleyici bir gerçek izolasyonu durumu.
Herkes kendi gerçekliğini kabulleniyor, ancak bu gerçeklik düzeyini asla bilemiyor. Değerlendirecek hiçbir referans yok. Kişinin kendi gerçekliğini denetleyecek referansı da olmadığı için, fizik evrenin gerçekliğini sorgulamak bile geri planda kalıyor öznenin yanında.
Dış uyaranların dolaylı yollarla (dönüşerek) sinir sisteminde yorumlanması ve yoğun manipülasyonu sonucunda elde edilen uyarıların yapı olarak gerçeklikleri zaten sorunluyken, bir de uyaran kaynağını sorgularsak (ki bunu asla yapamayız çünkü sinir sistemi dışında bir yolla bunu sağlayamıyoruz) çaresizliğimizi daha iyi anlarız.
İçinde bulunduğumuz gerçeklik her ne düzeyde ise, bizim bunu kabullenmemizin gerekliliği ön planda olduğu için gerçeklik düzeyi önemini kaybediyor.
Yani bizim gerçekliğimiz tamamen sanal da olsa, biz bu gerçeklik düzeyine göre uyumlanmış durumdayız. Bize göre bu kurallar geçerli ve hakim. [1]
Kaynaklar
- Paul Tillich. Existential Philosophy. (13 Ocak 1944). Alındığı Tarih: 15 Şubat 2022. Alındığı Yer: https://www.jstor.org | Arşiv Bağlantısı