merhaba,
öncelikle kadınlar tabiikide yönetir çünkü yönetmenin cinsiyeti olmaz sadece size inanalar ve sizin fikirlerinize güvenen olmalı ama siz o tweetlere inanmayın genellikle gündem olabilmek için yazarlar... iyi günler.
merhaba,
öncelikle kadınlar tabiikide yönetir çünkü yönetmenin cinsiyeti olmaz sadece size inanalar ve sizin fikirlerinize güvenen olmalı ama siz o tweetlere inanmayın genellikle gündem olabilmek için yazarlar... iyi günler.
Merhaba,
Kısa cevap: Yönetirler.
Uzun cevap: Yönetirler, ancak bulundukları çevre ve sahip olduklaır mizaca ve yönettikleri bütüne bağlı olarak, stereotipik erkek yöneticiden farklı bir tarz sergileyebilirler. İnsan beyni ciddi oranda nöroplastisiteye (koşullara göre zihinsel becerilerimizin değişebilmesi) sahiptir. Konumuzla bağlantısı, kadınların, erkeklerle eşit eğitim olanaklarına sahip olduklarında, benzer yetenekler sergilemeleri. Erkekler; iletişim becerisi, duygusal olgunluk, ruh sağlığı bozukluğu, otizm, intihar, psikopatlık gibi konularda kadınlardan farklı bir dağılım gösterirler. Ayrıca kökleşmiş sosyal roller de büyürken iki cinsiyeti farklı etkiler. Bunlar da ortalamada yöneticilik veya takım oyunculuğu gibi hiyerarşik rollerdeki performanslarını etkiler. Erkekleri tipik olarak dikey (şirketi kamu, siyaset), kadınlar yatay (dayanışma, kolektif çocuk bakımı, komşuluk vb.) hiyerarşilerde öne çıkmış olarak görürüz, ancak bunu veri almak, erkeklerin çocuk bakamayacağını iddia etmeye benzer.
Genetik farklılıklar illa ki vardır; erkekler doğuştan nesnelere, kadınlar ise yüzlere diğer cinsiyete göre farklı süreler boyunca odaklanır mesela. Erkek çocukları oyunlarda hiyerarşiler, takımlar vs. kurarlar, rekabet ederler, daha agresiftirler. Kadınlar bunun anti-tezi gibi sunulur, ama aslında biraz dikkat edilirse, kız çocukları da bu davranışların biraz daha sosyal/uysal (veya duruma göre pasif-agresif) versiyonlarını sergileyebilirler. Ayrıca unutulmamalıdır ki, stereotipik davranışları o cinsiyetin tüm bireyleri sergilemez. Kadınlara özgü sanılan zihinsel yeteneklerin çoğu, erkeklerde de vardır ve tersi de geçerlidir. Yani iki grup arasındaki benzerlikler, gruplar için benzerliklerden çok daha fazladır.
Kadınlar da erkekler kadar şiddet kapasitesine sahiptirler (bkz. çocuğunu, ailesini koruyan anne), ancak bunu farklı şekillerde ifade ederler (akrana veya çocuğa psikolojik şiddet olarak yansıyan davranışlar vb.). Yaşadıkları topluma göre, statü konusunda erkekler kadar duyarlı olabilirler veya fırsat bulduklarında yolsuzluk, mobbing türü olumsuz faaliyetlere katılabilirler. Olumsuz davranışları kadınlarda daha az görmemiz (fiziksel şiddeti saymazsak), olumsuzluğu körükleyen sistemlerle görece az entegre olmalarıdır. Kadın futbolcular kurallara daha uygun şekilde oynarlar mesela, ama işin magazin-gösteri-komisyonculuk-bahis vs. kısımlarına da daha az dahil olurlar. Erkeklerle rekabet ettikleri ortamlarda ise, hiyerarşinin kurallarını bir günde değiştirme şansları yoktur. Mecburen ortama uyum sağlarlar veya dışlanma riskiyle karşılaşırlar.
Kadın ağırlıklı mesleklerde bile yöneticilerin daha ziyade erkek olması, birkaç faktöre bağlanabilir. Birincisi, pratikte kadınların ailedeki ücretsiz işleri (çocuk/yaşlı bakımı, ev işleri vs.) daha fazla üstlenmeleri, dolayısıyla zaman sıkıntısı yaşamaları. Bir diğeri, erkeklerin ahbap dayanışması, ittifak, kayırma gibi davranışları ve "kadınlar yönetemez" türü önyargıları daha erken yaştan itibaren öğrenmeleri, meslekte uzun süre ve kesintisiz durabilmeleri. Genel olarak da kadınlardan uysal davranlamaları beklendiğinden, yöneticilik yaptıklarında ciddiye alınmak için daha şanslı/dikkatli olmaları gerekiyor, hataları ortalamada daha acımasız şekilde değerlendiriliyor. Buna bazı ülkelerde siyasi ve kültürel faktörleri de ekleyebiliriz.
Bir de şu var tabii: üst düzey yöneticilik aslında stresli bir mevki ve seçme şansı verildiğinde kadınlar iş-aile dengesinde aileyi veya daha sakin bir hayatı da tercih edebiliyorlar; yıprandıklarına değmeyeceğini düşünüyor olabilirler. Özellikle kadın-erkek eşitliğinin gelişkin olduğu ülkelerde çelişkili gibi görünen bir durum ortaya çıkabiliyor - kadınlar geleneksel kadın mesleklerine ve/veya kamusal işlere yöneliyorlar, çünkü ücretler arasında farklar görece sınırlı ve sınıf atlamak/geçinmek için kendilerini paralamak zorunda hissetmiyorlar muhtemelen. Yani bir yandan iş hayatının problemli özelliklerine kafa yormak gerekir. Aşırı çalışmak, kariyer yapmak, hiyerarşilerde yükselmek vs. neden bir statü sembolü veya gereklilik olsun?
Burada devamla son bir not düşmek gerekirse, kadınların yönetici olup olamayacağı sorunu, zaten daha ziyade cinsiyet eşitliğinin (ve genel olarak gelir adaletinin) düzgün olmadığı ülkelerde gündeme geliyor. Bu da muhtemelen az sayıdaki yüksek ücretli pozisyon için oluşan rekabetin yarattığı bir sonuç.
Merhabalar,
Kadınlar tabii ki de yönetebilir. Sadece bazı belirli toplumlarda kadınların çok fazla böyle işlere karışmaması sağlandığı için, o toplumlarda yaşayan deneyimsiz kadınlar yönetmekte başarısız olabilirler. Ancak çoğu toplum böyle olmadığından dolayı kadınlar da erkekler gibi yönetebilir.
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.
Bilim ile ilgili bir etkinlik mi düzenliyorsunuz? Yoksa bilim insanlarını veya bilimseverleri ilgilendiren bir iş, staj, çalıştay, makale çağrısı vb. bir duyurunuz mu var? Etkinlik & İlan Platformumuzda paylaşın, milyonlarca bilimsevere ulaşsın.
Evrim Ağacı'nın birçok içeriğinin profesyonel ses sanatçıları tarafından seslendirildiğini biliyor muydunuz? Bunların hepsini Podcast Platformumuzda dinleyebilirsiniz. Ayrıca Spotify, iTunes, Google Podcast ve YouTube bağlantılarını da bir arada bulabilirsiniz.