İyi’yi ve Ahlak’ı neye göre ve nasıl tanımladığımıza bağlı!
Genel geçer olarak iki farklı tanım üzerinden bir genelleme yapsak büyük bir hata yapmış olmayız sanırım.
İlki Evrimsel biyoloji temelli, genetik kodlar üzerinden ve tamamen kimyasal. Anlamı da şudur: Ahlak kelime kökeni olarak doğaya ( doğuma) uygunluktur.
Şunun şurasında ahlakı illa ki bir tanrıya bağlayalı, hele ki İslamiyet üzerinden henüz 1500 yıl bile geçmiş değil. Oysa kavrama kaynaklık eden Arapça en az 2100 yıllıktır.
Dolayısıyla burada ve kelimenin tam karşılığı olarak doğuşa uygunluk çok daha isabetli bir tanımlama gibi geliyor.
Doğasına uygunluk ta evrimsel temelde, türümüzün, ortaklaşmacı yaşamın dayatması ile kendini koruyabilmesinin ancak başkalarını da koruyabilmesinden geçtiğini kavrayışından ve bu kavrayışa bağlı olarak normatif değerler geliştirmesinden kaynaklanır: Çalma, koru, kolla, bencil olma, haksızlık etme, yalan söyleme, nazik ol, cömert ol, iftira atma, kıskanç olma ve nicesi.
Ki günümüzde bunların birçoğu yazılı kural olarak ifade ettiğimiz hukuk kurallarının da temelini oluşturur ve tek gayesi türümüzün mahkûm-mecbur olduğu toplumsal yapının sürekliliğini sağlamaktır. Çünkü bizler zoraki ( ortaklaşmacı) toplumsal varlıklarız.
İyilik bunun bir üst boyutudur sadece: Yardım et ki yardım göresin, el uzat ki sana da ihtiyaç duyduğunda el uzansın, gör ki görülesin ve nicesi.
Buraya kadar ki hiçbir aşamada Tanrısal bir etkinin gerektiği kanısında değilim. Tamamen Evrimsel biyolojimizin, doğa karşısında görece zayıf olan türümüzü, hayatta kal ve üre şeklindeki genetik dayatma vesilesi ile mecbur kıldığı ortaklaşmacı yapıdır. Ki bu yapı hafife alınacak bir yapı değildir, bizi besin zincirinin tepesine oturtan da budur.
İkincisi ve örtüştürerek ahlakı ve vesilesi ile iyiliği bir tanrıya bağlama yoludur. Bunun ilkinden tek farkı, ilkinde doğa yerine Tanrı ibaresinin eklenmesidir.
Geriye kalan ve evrimsel olarak kavranmış zorunluluk ile ilahi olarak tanrısal iradenin uyulması lazım gelen emirleri aynı kapıya çıkar.
Evrimsel olarak genetik kod dayatması ve bu sayede güvenceye alınacak hayat, soyun devamının garanti altına alınması ile ilahi boyutta bunlara uyulup uyulmaması neticesinde verilecek ödül ile çarptırılacak ceza aynı kapıya çıkar.
İyi olmaya mecburuz, doğamıza uygun yani ahlaklı davranmaya mecburuz çünkü bizler toplumsal varlıklarız ve bir toplumda yaşama zorunluluğu bunları dayatır. Evrimsel biyoloji sopası yahut Tanrı buyruğu vesilesi ile hiç fark etmez. Dileyen dilediğini bilmekte ve ya dilediğine inanmakta özgürdür. Sevgiyle…