Bilinç deneyimi olarak siz hızlandıkça siz yine de duruyor ancak diğer herşey size doğru hareket ediyor olarak görür ve bu deneyimi yaşarsınız. Bu nedenle ışık hızına yaklaştıkca herşey size doğru o oranda akmaya başlar. Ancak siz kendinizin durduğu deneyimini yaşarsınız. Çünkü hareket algısı da zaman gibi görelidir evrende. Görelilik teorisi özünde bilinçin durumunu esas alan bir teoridir. Bu nedenle görelilik aslında bilinçsel görelilik olarak ifade edilebilir. Çünkü Einstein teorisine göre hareket eden bir gözlemci hareket edip etmediğini normal standartlarda algılayamaz. Özellikle sabit hızda hareket ediyor ise yani ivmelenme yoksa gözlemci kendisinin durduğu diğer herşeyin ise kendisine doğru geldiği veya hareket ettiği deneyimini yaşar. Kendisi gerçekten hareket ediyor olsa bile bilinç deneyimi her zaman bu şekilde yaşanır. Bu nedenle görelilik teorisi bilinçin neden evren deneyimi bakımından merkezde olduğunu ortaya koyan teoridir. Çünkü evrenin zaman ve hareket deneyimi göreli ve gözlemciye göredir. Yani gözlemci için lokal bir zaman deneyimi yaşanır. Daha da açarsak gözlemci için kendisi ( için bilinç deneyimi olarak) durur ama zaman nehri akar. Evrenin gerçek durumunda ise zaman gerçekten akıyor mu yoksa Einstein düşündüğü gibi donmuş bir nehir mi bilemeyiz. Kendi (bilinçsel) deneyimimiz nedeniyle bilinçlerimiz için zamanın aktığına deneyimsel olarak eminiz ama bu sadece bilinçlerimizin deneyimi için geçerli ama evren için geçerli olmayabilir. [2]
Son bir bilgi olarak arabanın içinde giderken arabanın (ve doğal olarak içindeki kendinizin) hareket ettiği ön bilgisine sahip olmasanız o andaki deneyiminiz arabanın (ve tabi kendinizin) durduğu ve alttan yolun ve diğer geri kalan herşeyin size doğru aktığı deneyimidir. Buna arabada giderken dikkat ederseniz bu deneyimi fark edebilirsiniz.
Kaynaklar
- A. Einstein. (1989). İzafiyet Teorisi. Yayınevi: Say Yayınları.