Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
Bu soruya yönlendirilmiş başka bir sorudan geldiniz: İnsanların deri renklerinin farkı nereden kaynaklanıyor?
20

İnsanların deri renklerinin farkı nereden kaynaklanıyor?

Farklı deri renklerinin çevre adaptasyonu ile alakalı olduğunu okumuştum. Fakat şuan görüyorum ki her deriden insan her ortamda yaşayabiliyor. Üstelik bu durum modernöncesi dönem için de geçerli görünüyor. Öyleyse farklılığın başka bir nedeni var mı?
11,710 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
13 Cevap
Koralp Erin
Koralp Erin
209K UP
Astrofizik meraklısı...
Orijinal Soru: İnsanlardaki ten rengi değişimi evrimsel ise çok güneş alan afrikalıların beyaz tenli olması gerekmez mi?

Normalde güneş bol olduğunda açık renkli giyiniriz çünkü açık renkler güneşi yansıtır ancak derimiz için tam tersi geçerlidir; siyah ten, güneş ışınlarını bloke eder ve vücuda geçirmez. Beyaz renk ise güneş ışınlarını bolca geçirir. Çünkü giysilerinizde biyokimyasal reaksiyonlar gerçekleşmez ve derinize renk veren madde, giysilerinize renk veren sentetik maddeler aksine, organik bir molekül olan melanin'dir; farkı bu yaratır.

Evrim Ağacı sitesinde bu konu ile ilgili çok güzel bir yazı var, okumanı tavsiye ederim.

Tüm Reklamları Kapat

1,530 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. İnsanlarda Deri Renginin Evrimi Ve Kılların Seyrelmesi Üzerine.... (23 Temmuz 2019). Alındığı Tarih: 23 Temmuz 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Ufuk Derin
Öğrenci-Okur

İnsanların ten rengi, binlerce yıldır süregelen evrimsel süreçte dengeleyici bir tepki olarak ortaya çıktı. Dünya genelinde ten renginin ekvator yakınlarında en koyu, kutuplarda en açık olacak şekilde evrimleşmesinin aslında gayet ikna edici bir açıklaması var. En basit şekilde, koyu renk güneşli bölgelerde avantaj sağlarken, açık ten rengi az güneş alan bölgelerde daha avantajlı.

Hamer Kabilesi üyeleri, Etiyopya’nın Omo Nehri vadisinde günbatımında yürüyor. Araştırmalar, ten renginin ekvatoral Afrika’dan kuzey ve güneye; daha yüksek enlemlere doğru ilerledikçe yeni cilt renklerinin evrimleştiğini gösteriyor. C: Kimberly Petts

Tüm Reklamları Kapat

Açık tenli insanların plajda güneşe maruz kaldıkları zaman çektikleri sıkıntılar bunun açık bir göstergesi. Fakat, insanların ten rengi skalasının, güneş yanığı veya deri kanseri ile çok az ilgisi var. Aslında, ten rengi iki önemli vitaminin zıtlaşan arzları ile ortaya çıkıyor; folik asit ve D vitamini. Folik asit, güneşin ultraviyole (UV) ışını ile parçalanıp yok olurken, deride D vitamini üretimi sadece güneşe maruz kaldıktan sonra başlıyor.

2000 yılında antropolog Nina Jablonski ve coğrafyacı George Chaplin tarafından ortaya atılan basit fikir bu. Fakat ten renginin detaylı hikayesi için çok daha eskiye, insan vücudunun kılla kaplı olduğu günlere bakmalıyız.

Tüm Reklamları Kapat

Çıplak teni korumak

Birkaç milyon yıl önce, atalarımızın ten rengi, kaplı oldukları koyu renkli kürkten ötürü görünmüyordu. Evrimsel kuzenlerimiz şempanzeler ve gorillerin koyu renkli kürklerinin altındaki açık tenleri gibi, muhtemelen atalarımızın da kürklerinin altındaki deri açık renkteydi.

Atalarımız, bir noktada üzerlerindeki kürkü kaybedip derilerinde pigmentleşmeye başladılar. Her ne kadar bunun oluş zamanı ve sebepleri hala tartışılıyor olsa da, birçok bilim insanı, insanın kürkünü kaybetmesinin ekvatoral Afrika’da, güneşli açık alanlarda iki ayakları üzerinde avlanırken daha serin kalmalarına yardımcı olduğu üzerine anlaşıyor.

Böylece bahsedilen o dengeleyici tepki ortaya çıkıyor: İnsanlar folik asiti muhafaza ederken D vitamini üretmek durumundalar, yani iki vitaminin de yeterli derecede üretilmesi için orta kararda güneş ışığına maruz kalmak en mantıklısı. UV ışınlarının yoğunluğu coğrafya ile alakalı olsa da, derimize işleyen ışın miktarı derimizin pigmentasyonuna yani deri rengine bağlı.

Yerli halklarda bulunan insan ten rengi enlemlere göre değişir.

Bunun karşılığı olarak, çıplak ten tüm yıl boyunca güneşten yayılan UV ışınlarına karşı savunmasız kalıyor. Bu durumda (neredeyse 1 veya 2 milyon yıl önce) koyu renkteki ten rengi folik asit depolarını korumakta avantaj sağlıyordu.

Folik asit neden bu kadar önemli? DNA aktivitelerinde de rol oynadığı bilinse de asıl etkisi bireyin evrimsel süreçte yaşamda kalma ve üreme becerisi üzerinde. Bunu doğum öncesi gelişim üzerine olan etkisi ile ortaya koyuyor. Hamile kadınlarda yeterli miktarda folik asit bulunmadığı takdirde, bebekte spina bifida gibi sinirsel tüp bozukluklarına sebep olabiliyor. Spina bifida, omurganın omuriliğin çevresine tam birleşmemesinden kaynaklanan bir hastalık. Çoğu sinirsel tüp bozukluğu zayıflatıcı veya ölümcül.

Yapılan deneylerde gösterildiği üzere güneş ışığı folik asidi, kan plazmasında ve deri biyopsisinde izole edilmiş bir molekül iken parçalayabiliyor. Koyu renkli tenin bu durumu engellediği düşünülüyor çünkü koyu renkteki deri daha fazla melanin barındırıyor. Melanin UV ışınlarını emen ve emerken oluşan zararlı yan ürünleri de kimyasal olarak engelleyen koyu kahverengi bir pigment.

Tüm Reklamları Kapat

Tropik kuşağı terk etmek

Fakat insan ırkı sadece ekvatoral Afrika’da kalmadı. Farklı zamanlarda, insanlar hem güneyi hem kuzeyi etkileri altına aldılar, hatta çok daha az güneş ışığı olan yüksek rakımları da.

Bu noktada D vitamini üretimi probleme dönüştü. Folik asit gibi evrimsel fitlik için önem arz eden D vitamini, kalsiyum emilimini kolaylaştırır, sağlıklı kemik yapısı ve immün sistem için gereklidir, fakat sadece güneşin yaydığı belirli aralıkta dalga boyuna sahip UV ışınlarının etkisi ile başlayan bir süreç ile üretilebilir.

Yılın çoğu zamanı tropiklerden uzakta, D vitamini üretimi için gerekli olan UV ışınları doğru dalga boyuna sahip değil. 1980’lerde yapılan bir deney bunu Boston’da sünnet edilmiş Kafkasyalı bebeklerin derisini kullanarak gösterdi. Araştırmacılar her bir örneği ikiye böldü, daha sonra parçalardan birini gün ortasında üç saat güneşe maruz bırakırken diğerini karanlıkta bıraktı. Bahardan sonbahara kadar güneşe maruz bırakılmış deri sonbaharda hala D vitamini için gerekli ön molekülü hayatta olan insanlarda olduğu gibi sentezlemeye devam ediyordu. Fakat 17 Mart tarihine kadar kış sırasında hiçbir ölçülebilir ön molekül sentezi görülmedi.

Tüm Reklamları Kapat

Yani, Boston gibi yüksek rakımlı bölgelerde yaşayan insanlar yıl boyunca yeterli miktarda D vitamini elde etmek için ya yaz aylarında depoladıkları güneş ışığına ya da vitamini elde edebilecekleri yiyeceklere (yağlı balıklar gibi) güvenmek zorundalar. Fakat deri rengi koyulaştıkça, vücutta yeterli miktarda D vitamini tutmak zorlaşıyor. Kuzey şehirlerinde açık ve koyu ten renkli vatandaşlar ile yapılan çalışmalarda, açık renkteki insanların yıl boyunca daha fazla D vitamini seviyesi olduğu görüldü. Daha az pigmente sahip olan derilerinin daha fazla ışınımı absorbe etmiş olduğu anlaşılıyor.

Açıktan koyuya ve değişken

İnsanlar dünya geneline yayıldıkça birçok farklı ten rengi farklı zamanlarda farklı popülasyonlarda evrimleşti. Oluşan bu genetik değişimlerin yanında, insan grupları değişken güneş ışığıyla baş edebilmek için kültürel adaptasyonlar da geliştirdiler. Buna örnek olarak folik asit ve D vitamini miktarı yönünden zengin besinler tüketebilir, barınak kurabilir, UV ışınlarını geçirmeyecek kıyafetler giyebiliriz.

1,699 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. Kaynak. (12 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 12 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Aleyna Özgün
Aleyna Özgün
3,000 UP
Lise Öğrencisi
Orijinal Soru: Soğuk bölgelerde insanlar beyaz tenli iken sıcak bölgede insanlar koyu tenli ama güneş ışığı beyaz rengi yansıtıyor koyu rengi emiyor peki nasıl ?

Aslında beyaz ve siyah renkler arasında böyle bir kavramın olduğunu bilsekte ten renklerinde durum farklı oluyor. Yani beyaz güneş ışığını emer siyah yansıtır . Ben bu durumu vüdun terlemesi (soğuması) ile bağdaştırıyorum anlatmak istediğim şey sıcak veya soğuk bölgelerde insanın vücut ısısısını koruması gerek(homeostasi) sıcakta terlemeye ihtiyacı var vücudun soğuması için ; bu yüzden daha çok güneş ışığını yansıtması gerek , soğukta ise vücudun normal sıcaklığını koruması için güneş ışığını emmesi gerekmektedir .

2,140 görüntülenme
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
6
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Gökdeniz Sağlam
Araştırmacı Yazar
Orijinal Soru: Normalde beyaz tenli bir insanın başka bir bölgesi siyah renkte olması mümkün mü?

Evet mümkün, ancak bu birkaç farklı durumda olabilir.

En başında kişi doğum lekesine sahip olabilir, doğum lekeleri çoğunlukla siyah olmakla birlikte, bakır rengine yakın tonlarda da oluşabilir.

Tüm Reklamları Kapat

İnsanların tenlerinde oluşabilecek renk değişiklerine bir diğer örnek "Vitiligo" hastası insanlardır. Bulaşıcı olmayan genetik bir hastalıktır, çevremde ben hiç rastlamasamda aslında %1-2 oranında görülebilen bir hastalıktır. Ancak saptanabilmiş tehlikeli bir tarafı yoktur.

Ancak renk pigmentleriyle alakalı bu hastalıkta derinin bazı kısımları aşırı beyazlar, Vitiligo hastasının kendi deri rengini bilmediğinizde, hastanın derisinin bazı kısımlarının beyazlaştığını mı yoksa beyazken siyahlaştığının anlamak kafa karıştırıcı olabilir. Ancak elbette hasta beyazlamış oluyor, bu yüzden aradığınız o siyahlaşmanın sebebi vitiligo olmayabilir yine de göz atmanızda fayda var.

Kaynaklar

  1. Memorial Tıbbi Yayın Kurulu. Vitiligo Nedir? Vitiligo Belirtileri Ve Tedavisi. Alındığı Tarih: 31 Aralık 2023. Alındığı Yer: memorial | Arşiv Bağlantısı
5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Süleyman Ortaç
ARAŞTIRMACI BİR ÖĞRENCİYİM 3 YILDIR ARAŞTIRMA YAPIYORUM
Orijinal Soru: Neden soğuk yerlerdeki insanların ten rengi beyaz, sıcak yerlerdeki insanların ten rengi siyahtır?

Ten Rengimiz Neden Koyu ve Açık Olarak Evrimleşti?

İnsanların ten rengi, binlerce yıldır süregelen evrimsel süreçte dengeleyici bir tepki olarak ortaya çıktı. Dünya genelinde ten renginin ekvator yakınlarında en koyu, kutuplarda en açık olacak şekilde evrimleşmesinin aslında gayet ikna edici bir açıklaması var. En basit şekilde, koyu renk güneşli bölgelerde avantaj sağlarken, açık ten rengi az güneş alan bölgelerde daha avantajlı.

Tüm Reklamları Kapat

Açık tenli insanların plajda güneşe maruz kaldıkları zaman çektikleri sıkıntılar bunun açık bir göstergesi. Fakat, insanların ten rengi skalasının, güneş yanığı veya deri kanseri ile çok az ilgisi var. Aslında, ten rengi iki önemli vitaminin zıtlaşan arzları ile ortaya çıkıyor; folik asit ve D vitamini. Folik asit, güneşin ultraviyole (UV) ışını ile parçalanıp yok olurken, deride D vitamini üretimi sadece güneşe maruz kaldıktan sonra başlıyor.

Böylece bahsedilen o dengeleyici tepki ortaya çıkıyor: İnsanlar folik asiti muhafaza ederken D vitamini üretmek durumundalar, yani iki vitaminin de yeterli derecede üretilmesi için orta kararda güneş ışığına maruz kalmak en mantıklısı. UV ışınlarının yoğunluğu coğrafya ile alakalı olsa da, derimize işleyen ışın miktarı derimizin pigmentasyonuna yani deri rengine bağlı.

Tüm Reklamları Kapat

2000 yılında antropolog Nina Jablonski ve coğrafyacı George Chaplin tarafından ortaya atılan basit fikir bu. Fakat ten renginin detaylı hikayesi için çok daha eskiye, insan vücudunun kılla kaplı olduğu günlere bakmalıyız.

Çıplak teni korumak

Birkaç milyon yıl önce, atalarımızın ten rengi, kaplı oldukları koyu renkli kürkten ötürü görünmüyordu. Evrimsel kuzenlerimiz şempanzeler ve gorillerin koyu renkli kürklerinin altındaki açık tenleri gibi, muhtemelen atalarımızın da kürklerinin altındaki deri açık renkteydi.

Atalarımız, bir noktada üzerlerindeki kürkü kaybedip derilerinde pigmentleşmeye başladılar. Her ne kadar bunun oluş zamanı ve sebepleri hala tartışılıyor olsa da, birçok bilim insanı, insanın kürkünü kaybetmesinin ekvatoral Afrika’da, güneşli açık alanlarda iki ayakları üzerinde avlanırken daha serin kalmalarına yardımcı olduğu üzerine anlaşıyor.

Yerli halklarda bulunan insan ten rengi enlemlere göre değişir.

Bunun karşılığı olarak, çıplak ten tüm yıl boyunca güneşten yayılan UV ışınlarına karşı savunmasız kalıyor. Bu durumda (neredeyse 1 veya 2 milyon yıl önce) koyu renkteki ten rengi folik asit depolarını korumakta avantaj sağlıyordu.

Folik asit neden bu kadar önemli? DNA aktivitelerinde de rol oynadığı bilinse de asıl etkisi bireyin evrimsel süreçte yaşamda kalma ve üreme becerisi üzerinde. Bunu doğum öncesi gelişim üzerine olan etkisi ile ortaya koyuyor. Hamile kadınlarda yeterli miktarda folik asit bulunmadığı takdirde, bebekte spina bifida gibi sinirsel tüp bozukluklarına sebep olabiliyor. Spina bifida, omurganın omuriliğin çevresine tam birleşmemesinden kaynaklanan bir hastalık. Çoğu sinirsel tüp bozukluğu zayıflatıcı veya ölümcül.

Tüm Reklamları Kapat

Yapılan deneylerde gösterildiği üzere güneş ışığı folik asidi, kan plazmasında ve deri biyopsisinde izole edilmiş bir molekül iken parçalayabiliyor. Koyu renkli tenin bu durumu engellediği düşünülüyor çünkü koyu renkteki deri daha fazla melanin barındırıyor. Melanin UV ışınlarını emen ve emerken oluşan zararlı yan ürünleri de kimyasal olarak engelleyen koyu kahverengi bir pigment.

Tropik kuşağı terk etmek

Fakat insan ırkı sadece ekvatoral Afrika’da kalmadı. Farklı zamanlarda, insanlar hem güneyi hem kuzeyi etkileri altına aldılar, hatta çok daha az güneş ışığı olan yüksek rakımları da.

Bu noktada D vitamini üretimi probleme dönüştü. Folik asit gibi evrimsel fitlik için önem arz eden D vitamini, kalsiyum emilimini kolaylaştırır, sağlıklı kemik yapısı ve immün sistem için gereklidir, fakat sadece güneşin yaydığı belirli aralıkta dalga boyuna sahip UV ışınlarının etkisi ile başlayan bir süreç ile üretilebilir.

Tüm Reklamları Kapat

Yılın çoğu zamanı tropiklerden uzakta, D vitamini üretimi için gerekli olan UV ışınları doğru dalga boyuna sahip değil. 1980’lerde yapılan bir deney bunu Boston’da sünnet edilmiş Kafkasyalı bebeklerin derisini kullanarak gösterdi. Araştırmacılar her bir örneği ikiye böldü, daha sonra parçalardan birini gün ortasında üç saat güneşe maruz bırakırken diğerini karanlıkta bıraktı. Bahardan sonbahara kadar güneşe maruz bırakılmış deri sonbaharda hala D vitamini için gerekli ön molekülü hayatta olan insanlarda olduğu gibi sentezlemeye devam ediyordu. Fakat 17 Mart tarihine kadar kış sırasında hiçbir ölçülebilir ön molekül sentezi görülmedi.

Yani, Boston gibi yüksek rakımlı bölgelerde yaşayan insanlar yıl boyunca yeterli miktarda D vitamini elde etmek için ya yaz aylarında depoladıkları güneş ışığına ya da vitamini elde edebilecekleri yiyeceklere (yağlı balıklar gibi) güvenmek zorundalar. Fakat deri rengi koyulaştıkça, vücutta yeterli miktarda D vitamini tutmak zorlaşıyor. Kuzey şehirlerinde açık ve koyu ten renkli vatandaşlar ile yapılan çalışmalarda, açık renkteki insanların yıl boyunca daha fazla D vitamini seviyesi olduğu görüldü. Daha az pigmente sahip olan derilerinin daha fazla ışınımı absorbe etmiş olduğu anlaşılıyor.

Açıktan koyuya ve değişkene

İnsanlar dünya geneline yayıldıkça birçok farklı ten rengi farklı zamanlarda farklı popülasyonlarda evrimleşti. Oluşan bu genetik değişimlerin yanında, insan grupları değişken güneş ışığıyla baş edebilmek için kültürel adaptasyonlar da geliştirdiler. Buna örnek olarak folik asit ve D vitamini miktarı yönünden zengin besinler tüketebilir, barınak kurabilir, UV ışınlarını geçirmeyecek kıyafetler giyebiliriz.

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close