Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
2

İnsanlar neden kendi görüşünü ya da durumunu tek kelime ile anlatıp kendini bir kalıba sokar?

İnsanlar kendini neden tek bir kalıba tek bir kelimeye sığdırıyor anlayamıyorum. Örneğin kişi heteroseksüsel olduğunu söylediğinde kendi cinsinden hoşlanmayacağını nereden bilebilir?
1,200 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
2 Cevap
Ufuk Derin
Öğrenci-Okur

Sizin bahsettiğiniz anlamı ile "kendimizi bir kalıba sokmanın" o kadar kötü olduğunu düşünmüyorum.

İletişim kurarken kendi durumunuzu/görüşünüzü karşınızdaki kişiye aktarmanız gerekir. Bu yüzden önce devasa olasılık yığınından bir eleme yapmak için "özet" niteliğinde "bir kelime" söylersiniz. Bu bir kelime bütün durumunuzu ifade etmez, bu kelimeyi aktarırken bilgi kayıpları yaşanır ama devasa olasılık yığınından kendinize uygun olanı makul seviyede/kısa sürede ayıklayıp kendinizi ifade etme şansı sağlar. İletişim ilerledikçe o konu üzerine daha ayrıntılı ifadeler ile o bilgi kayıplarını da kapatırsınız. Yani kendinizi o tek kelimelik kalıptan çıkarıp ayrıntılı ifade etmeden önce iletişimi hızlandırmak için bu gereklidir.

Örneğin ben öğrenci olduğumu söylediğimde aslında kendimi tam ifade etmedim. "Nerede okuyorum, ne okuyorum, memnun muyum, istiyor muyum, notlarım nasıl?" gibi birçok detayı söylemedim. Ama mesleklerin olasılık yığınından makul seviyede bir ayıklama yapıp iletişimi kolaylaştırdım. Daha sonra "öğrenci" olmamla ilgili bu geçici kalıbı kırıp kendimi daha ayrıntılı anlatabilirim.

Tüm Reklamları Kapat

Aynı şekilde felsefi pozisyonlar çok geniş bir yelpazede olduğu için kendi görüşünüzü birkaç kelime grubu ile ifade etmek çoğu zaman zorlayıcı olabiliyor, sizin görüşünüzü tam olarak yansıtmayabiliyor ancak iletişimin başında genel bir çerçeve sağlıyor. Agnostik olduğumu söylediğimde size tam olarak ne düşündüğümü söylemiyorum ama en azından kısa süre içinde o devasa felsefi pozisyon sklalası içinde ufak bir yakınlaştırma yapıyorum. İletişim devam ederse kendi görüşümü ya da "agnostik" dediğimde ortaya çıkacak olan bilgi kayıplarını/yanlış ifadeleri de düzeltebilirim.

Heteroseksüel olduğumu söylediğimde de çok ayrıntılı bir bilgi vermiş olmuyorum. Cinsel yönelim de bir skala. Ben, ister kendimi fark etmiş olayım ister olmayayım. Tamamen düzcinsel ya da tamamen eşcinsel arasında herhangi bir yerde olabilirim. Ama benim bunu ifade ediş biçimim kendimi şu anda bu şekilde tanıdığımı gösterir ve bu şekilde kendimi kolay ifade etmiş olurum.

Bu biraz "Nerelisin?" diye sormaya benziyor. Ülke ismi verebilirim ama bu benim ile ilgili size net bir bilgi sağlamaz. Daha sonra "Hangi il, nasıl bir yer, memnun muyum?" gibi sorularla konunun ayrıntısına girebilirim ama o ülke ismini söylemem iletişim esnasında geçici bir kolaylık sağlar. Hatta nereli olduğumu belki de yanlış biliyorumdur. Ama kendimi bu şekilde tanıyorum ve şu andaki durumum da bu ise iletişim esnasında kendimi "şu anda" söyle ifade etmem bir sorun oluşturmaz.

234 görüntülenme
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
7
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
183K UP
Bilim ve felsefe okuru

Bence sorun daha çok insanlarda değil de insan olarak iletişim teknigimizin dil olmasında. Dil konusunda ise herkesin zihninde dil ve kavram kalıpları altında öznel bir 'sözlük' olduğunu daha da öteye 'gidersek' öznel bir düşünce dünyası olduğunu çok açık görebiliriz. Hepimiz birşeyi tanımlarken dilin sözcük kapasitesine göre aynı veya benzer kelimeleri kullanmak zorunda olmamıza rağmen düşünce dünyasındaki durum son derece öznel bir durumda olabilir. Yani kişinin algılama biçimi,düşünce biçimi kelimelere her zaman tam biçimiyle yansımaz. Bu yüzden dil üzerine sorgulama yapmayan ve kendi zihnindeki kavramları, algılama biçimini, bir kavramın kendisi için ne ifade ettiğini veya ne anlama geldiğini sorgulamayan kişiler kendi zihinlerini kavram şartlanmalarına mahkum etmiş olurlar. Çünkü kavramların üzerine gidince insan görür ki kavramların altında bir çok mutlak gibi algılanan sınır, kategorileştirme veya anlam silikleşmeye başlar. Çünkü dilin kullanımı özünde çok naif ve esnektir. Ve her insanın öznel deneyim ve düşünce dünyasına göre kavramların tetiklediği ve harekete geçirdiği anlam farklıdır.

Örneğin ;

'Hücre' kelimesini duyan bir biyolog için bu hemen kendi deneyimleri nedeniyle (deneyimle şekillenmiş özgün zihin yapısı) biyolojik hücreyi ifade eder.

Tüm Reklamları Kapat

"Hücre' kelimesini bir gardiyan duysa onun öznel deneyimi nedeniyle bu 'hapishane hücresi' anlamını baskın olarak tetikleyecektir muhtemelen.

Bu örnek bizim için dil ve kavram konusunda öznel algılama biçimimizin ve düşünce dünyamızın ne kadar belirleyici olabileceğini göstermektedir. Dil bilimciler de bu özelliğe tamamlayıcılık derler. Çünkü burada aslında beyin mesela ikinci örnekte bir 'tamamlama' yapmakta 'hücre' dendiğinde bunun başına kendi yapısına göre aslında 'hapishane' kavramını 'gizlice' eklemiş olmaktadır. Gördüğünüz üzere zihin dili düşünce dünyası için oldukça farklı şekilde kullanmakta ve işlemekte. Bu o kadar ki başta dediğim gibi o kişinin zihninde özgün bir 'sözlük' yaratacak kadar etkili bir durum. Her zihnin öznel durumu veya yapısı parmak izlerimiz kadar aslında özel bir tablo çiziyor.

Bu açıdan kelimelerin kendi zihnimizde hangi anlamı tetiklediğini, hangi anlam yankısına neden olduğunu iyi keşfetmemiz ve 'kendimizi' tanımamız gerek. Kendimizi kendimiz tanımadan başkasına doğru zaten anlatamayız ve kendimizi kendimiz bile aslında doğru tanımlamamış durumda oluruz. Üstelik işin daha ironik ve kronik hali kişiler kendilerini ifade ederken sadece kalıba soksalar iyi. Yani sadece ifade ederken kalıba soksalar iyi bir çok insan kendini bu kalıplara gerçekten de mahkum ediyor farkında olmadan. Çünkü 'fikir ve kavram gelenekciligi' çok çok yaygın bir durumda insanoğlu arasında. Yani bir konuyu değerlendirken başkaları gibi düşünmek, onlar gibi algılamak, onların algılama biçimini o konuda mutlak kabul etmek, onların algılama ve düşünce şeklini kriter veya referans almak. Bu çok büyük bir hatadır. Çünkü onların algılama biçimi hiç bir biçimde mutlak bir kriter değildir. Bu basit gibi görünen hatayı bir çok insan farkında dahi olmadan yapar.

Kısacası sorunun esas kökeni aslında dil ve kavramların düşünme biçimimiz açısından oldukça belirleyici olabilmesi (hem ifade eden bakımından hem de karşıdaki kişi açısından. ) Özellikle kavram sınırlarına kendini mahkum eden kişi için kavramlar direk belirleyici hale gelmiş oluyor. Yani bu kişinin düşüncelerini kavramlar ve kavramların o kişide ne ifade ettiği belirlemeye başlıyor. Çünkü o yukarıdaki örnekteki gibi kendi deneyimlerine (buna düşünce deneyimleri de dahil) dayalı kavram sınırlarına kendini hapsetmiş oluyor. Oysa bilinç için doğru olan sıralama bilinç için kavramların belirleyiciliği değil onların sadece bir araç olduğu esas olanın bilincin onları kontrol etmesi, denetlemesi, kullanması ve belirlemesi olmalıdır. Unutmamak gerekir ki bilinç zaten gerçekte 'kullanan' durumunda. Yani biz düşüncelerimizi onlara yansıtmaya çalışan durumundayız. Gerçek işleyiş ve durum zsten bu. Ama onların belirleyici olduğu durumda artık bilinci onlar ve onların sınırları yönetmeye başlamış olur. Bu ise kişinin bir çok konuda yanılmasına sebep olabilecek bir durumdur.

154 görüntülenme
2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close