Tüm hayvanlar gibi insanların da hayati çevresel beklenmedik durumlarla başa çıkma yeteneğimizi geliştiren içgüdüleri ve yerleşik davranışları vardır. Doğuştan gelen yılan korkumuz buna bir örnektir. Diğer iki güçlü içgüdü, açgözlülük ve üreme dürtüsü artık varoluşumuzu tehdit ediyor. İnsan davranışını kontrol etmeye yönelik herhangi bir girişimin dirençle ve onaylamamayla karşılaşması kaçınılmazdır. Davranışlarımızı değiştiremediğimiz sürece insanlar uygarlığın sonuyla karşı karşıya kalacak. Sorunumuzun birçok unsuru var. (1) Açgözlü davranışları teşvik eden sosyal ve ekonomik sistemler icat ettik ve aslında kontrolden çıkmış açgözlülüğü kurumsallaştırdık. (2) İnsan nüfusunun büyümesini tamamen inkar ediyoruz. (3) Dünyanın sınırlı kaynakları, 7 milyardan fazla kişiyi yaşamak istediğimiz tarzda destekleyemez. (4) İnsan yaşamının niceliği ve niteliği arasında bir seçim yapmalıyız. (5) Kaçınılmaz çöküşü önlemek için artık bekleyemeyiz ve yalnızca tepki veremeyiz, proaktif olmalıyız. Tehlikeli insan içgüdülerini, özellikle de açgözlülüğümüzü ve üreme dürtümüzü kontrol etmenin yollarını bulmalıyız.[1]
Kaynaklar
- Eric R. Pianka. On Human Nature. Alındığı Tarih: 25 Ağustos 2023. Alındığı Yer: Stanford University | Arşiv Bağlantısı