Mutluluk Hormonlarla İlgilidir!
Doğal olarak salgılanan dopamin, serotonin ve endorfin (mutluluk hormonları) türümüz için üç şeyi ifade eder. Hayattayım, güvendeyim. Bir de buna ek olarak geleceğimi ön görebiliyorum.
Hayatta olmanın ilk koşulu enerji transferi dediğimiz beslenme, ikincisi hayatın devamına delalet eden güvenlik, üçüncüsü geleceğe yönelik planlamanın da güvence altına alınması adını verdiğimiz üreme.
Yani özünde ve evrimsel olarak iki tane genetik kod. Hayatta kal, soyunu sürdür…
Dolayısı ile bunlara hizmet eden karın tokluğu, güvenlik hissi ve cinsel doyum bu hormonların tavan yapması için bire bir.
Haliyle yaşamsal var oluşunun genetik dayatma sınavını geçen bireyler de mutlu olur.
Mutlu olmak isteyişimizin haklı arka planı bu ve bencilce değil aksine doğamıza tam da uyanı budur.
Bu bizim doğamız gereği bencil bir varlık olmadığımıza hükmetmek için bir veri değildir. Çünkü bizler canlı olarak özünde bencil varlıklarız. Ancak doğa karşısında ve diğer canlılardan farklı olarak görece zayıf yapımız, bizi ancak bizcil olduğumuzda bencilliğimizi gerçekleştirebileceğimiz konusunda bir yönelime sevk eder. Ki bizi toplumsal varlık yapan da budur.
Zira biz olmadan türümüze özgü bir mutluluk ya da daha açık bir ifadesi ile ve mutluluğun öncülü olarak bir doyum, hayatta kalma, güvenlik ve neslin devamı mümkün değildir. Bugün bunu “ben” diyerek başardığını iddia edenlerin hepsinin ardılına baktığınızda muazzam ve fakat tek bir yere hizmete mahkum edilen bir bizcillik vardır. Ki modern literatürde adı emek sömürüsüdür. Sevgiyle…