Öncelikle bilim, Tanrı'nın varlığı veya yokluğu ile ilgili "Tanrı vardır." veya "Tanrı yoktur." gibi bir yorum yapmaz. Çünkü Tanrı bilimsel yöntem ile ispatlanamayacağı için bilimin alanında değil, felsefenin alanındadır.
İkinci olarak doğal seçilimde isminde seçilim geçiyor diye sanki "Aaa şu güzelmiş, bu kalsın, bunu beğenmedim ölsün." gibi garip bir algıya sahipsiniz. Düzeltmeye çalışayım.
Evet, işin içine seçilimi eklersek hamlet gibi eserler yazılabilir. Bunda bilinç var, çünkü bir istek var. Ama doğada bir istek, bir amaç yok. Yani insanı oluşturma gibi bir amaç yok.
Çeşitlilik mekanizmaları ile çeşitlilik oluşur. Mutasyonlar Crossing over gibi. "Şu mutasyon olsun!" diye de bir şey yok bunda da. Örneğin büyük gaga, geniş gaga, küçük gaga, dar gaga. Doğal seçilim kısaca daha uyumlu veya avantajlı olanın hayatta kalması ve genlerini gelecek nesillere aktarabilmesidir. Çevre şartlarında küçük gagalı olanlar daha rahat yiyebiliyor diyelim. Bu yüzden küçük gagalılar daha kolay hayatta kalıp daha kolay ürüyor. Kendilerini avantajlı kılan genleri gelecek nesillere daha çok aktarıyor. Uyumlu olanlar daha çok üreyip diğerleri elenince ispinoz popülasyonunda nesiller geçtikçe küçük gaga geninin frekansı artar. Yani evrim yaşanır.
Bu örnekten de görebildiğiniz üzere çevreye uyumlu olan daha çok ürerken uyumsuz olan zaten daha az ürediği ya da direkt öldüğü için adaptasyon yaşanıyor. Yani hiç kimse bir çaba sarf etmiyor ya da biri ayıklamıyor, şu kalsın şu gitsin diye. Yani bunda bir istek ile ayıklama yok.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Kaynak 1. (7 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 7 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Kaynak 2. (7 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 7 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı