Gerçeklik malesef ki, öznel bir kavram. Her beyin yapısı kendi gerçeklik algısına sahip. Ancak o kadar çok benzeşik yapıda ki, her birimizi aynı gerçeklik algısında var olduğumuzu düşünürüz. Nörobilimsel olarak her beyin kendi gerçekliğini oluşturur.
Herşeyin gerçek olup olmadığını sorabilmek için, önce gerçekliğin ne olduğunu belirlemek zorundayız. Ve bu sorunun tek cevabı yok. Ben kendi gerçek kabulümü bile hangi referanslarla tanımlayacağımı bilmiyorum. Gerçek tanımım, soruda belirtildiği gibi beynimin üretimi. Beynin çıktısı. Denetleme şansımızın olmadığı bir impuls sinyal sadece.
Bu yüzden gerçeklik kavramı mutlak görecelilik içinde kalmış, ortak paydaların tekmiş gibi kabul edildiği bir anlayış üzerinden elde edilen bir çıkarım.
Tabii hiçbir şey, bizim gerçek olarak kabul ettiğimiz tanıma girmek zorunda değil. Zaten bütün varlıkların bir algı sınırı UMWELT bulunmakta. Fizik evreni olduğu gibi değil, biyolojik kapasitesinin izin verdiği kadarını algılayabilmekte. Bu yüzden hiçbir varlığın gerçek tanımı mutlak olarak geçerli olamayacak.
Kendimiz dışındaki ŞEYlerin gerçekliğini sorgularken kendimizi mutlak gerçekmiş gibi ele alıyoruz. Oysa kendi gerçekliğimizi denetleyecek bir yöntem de yok. Biz sadece ne olduğunu bilmediğimiz bilinç ile varlık deneyiminde olduğumuzu düşünüyoruz. Bunun hiçbir gerçeklik tanımlama - anlama referansı bulunmamakta.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Kaynak. (14 Ağustos 2020). Alındığı Tarih: 14 Ağustos 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı