Daha once sorulmustu soru.
Evrensel hakimiyeti olan -entropi- kanunundan dolayı herşey mutlak entropi-bozulmaya gitmekte. O nedenle baştan bilmek gerekir ki, bütün sistemler bozulmaya eğilimlidir. Canlılar da buna dahildir. Canlılık, entropiyle mücadeleyi ilerletme biçimidir aslında. Biyolojik sistem ne kadar fabrika ayarlarında çalışırsa, o kadar geç entropiye yenilir.
Diğer yandan bazal metabolizma, doğru yaşam şartları ile geriye gidebilir. Çok bilinmediği için gidebilir diyorum, geri gider. Geriye yaşlanma mümkün. Ancak biz genetik yapımız ve antropolojik kökenimizle o kadar zıt bir yaşam şekline geçtik ki, genetik olarak bize verilmiş 130-140 yılı yaşayamıyoruz. Daha önce olumsuz çevresel şartlar -avlanma, soğuk, yırtıcı hayvanlar vs- nedeniyle ortalama ömür düşüktü, modern dönemde bu tehlikeler kalktı, bu sefer de gereksinim ve doğamıza göre değil, keyfimiz ve kafamıza göre bir yaşam modeline geçtiğimiz için potansiyel yaşam süremizi kullanamıyoruz.
35 yaşındaki bir futbolcunun metabolizma yaşı 19 çıkmıştı transfer edileceği sırada. İşte profesyönel olarak sporla uğraşan birinin elde edebileceği bu geriye yaşlanmayı herkes yapabilir kendi hayatında içinde bulunduğu kısır döngüleri-yanlış yaşam şartlarını kırarak.
Hayvanlar çevresel uyumu bize göre yüksek canlılar oldukları için, özellikle denizde yaşayanlar çok uzun süre yaşabilmektedirler. Özellikle bir tür denizanası bu konuda üst bir noktadadır. Detay linkte. Ancak o da ölümlüdür nihayetinde.
Son söz, eğer bir canlı entropiyi bir şekilde aşmayı başarıp ölümsüz olabilseydi -ki imkansız-, yine de ölümsüz olması imkansız olurdu, çünkü
samanyolu galaksisi, evrensel saatle biraz sonra andromeda galaksisi ile çarpışmak üzere,
2. evren mutlak entropiye hızla koşmakta. Yani canlılığı bırak, fiziksel evren bile kalmayacak bir noktada.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Kaynak. (1 Ocak 2020). Alındığı Tarih: 1 Ocak 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı