Hayatın anlamı yaşamaktır. Gerçekten yaşıyor muyuz? Korku olduğunda, tüm yaşamımız bir taklit etme, kopyalama olarak eğitildiğinde hayat yaşamaya değer mi? Otoriteye uymak yaşamak mıdır? En büyük aziz, en büyük politikacı, en büyük alim de olsa, birisini izlediğiniz zaman yaşıyor musunuz?
Yaptıklarınızı gözlemlerseniz, başka birisini veya başka bir şeyi izlemekten başka bir şey yapmadığınızı göreceksiniz. Bu izleme süreci “yaşamak” dediğimiz şeydir ve sonra en sonunda “Yaşamın anlamı nedir?” dersiniz. Sizin için artık yaşamın hiçbir anlamı yoktur. Anlam sadece otoriteyi bir kenara koyduğunuzda ortaya çıkar. Otoriteyi bir kenara atmak da çok zordur.
Otoriteden kurtulmak nedir? Bir yasaya karşı gelebilirsiniz. Bu otoriteden kurtulmak değildir. Fakat tüm süreci anlamakta, zihnin otoriteyi nasıl yarattığını, hepimizin kafasının nasıl karmakarışık olduğunu ve onun için de doğru bir hayat yaşadığımızdan emin olmak istediğimizi anlamakta özgürlük vardır. Bize ne yapmamız gerektiğinin söylenmesini istediğimizden, hem manevi hem de bilimsel olarak gurular tarafından sömürülüyoruz. Kopyaladığımız, taklit ve takip ettiğimiz sürece yaşamın anlamını bilemeyiz.
Peşinde koştuğu tek şey başarı olan bir insan yaşamın anlamını nasıl bilebilir? İşte bizim yaşamımız budur; başarı isteriz, içsel ve dışa dönük olarak tamamen güvende olmak isteriz, birisinin bize doğruları yaptığımızı ve kurtuluşa giden doğru yolu izlediğimizi söylemesini isteriz…
Tüm yaşamımız bir geleneği izlemektir, dünün ya da binlerce yılın geleneğini; ve o nedenledir ki, bir sonuca ulaşmamızda bize yardımcı olacak her deneyimi bir otoriteye dönüştürüyoruz. Öyleyse biz yaşamın anlamım bilmiyoruz. Tek bildiğimiz şey korku başkasının ne diyeceği korkusu, ölüm korkusu, istediğimizi elde edememenin korkusu, yanlış yapma korkusu, iyilik yapma korkusu. Zihinlerimiz öyle karışık ve teorilere boğulmuş ki, yaşamın bizim için ne anlam taşıdığını tarif edemiyoruz.
Yaşam olağanüstü bir şeydir. Birisi, “Yaşamın anlamı nedir?” diye sorduğunda, bir tanımlama istemektedir. Öğreneceği ise sadece sözcüklerdir; yoksa yaşamın daha derin anlamı, olağanüstü zenginliği, güzelliğe olan hassasiyeti, enginliği değil.