Deneyden önce teorik olarak varlığı ön görülen yapılardan birisidir elektromanyetik dalgalar. Varlığı deneysel olarak, teorik ön görüden sonra gösterilmiştir.
1870 lerde Maxwell fiziğin bir alt dalı olan klasik eletromanyetik teorinin tamamlanmasında oldukça önemli bir adım atarak kendi adıyla anılan Maxwell Denklemlerini oluşturdu. Bu denklemler uzayda periyodik olarak değişerek yayılan bibirine dik elektrik ve manyetik alanları, yani elektromanyetik dalgaları ön görüyordu.
Teorik olarak ön görülen elektromanyetik dalgalar 1890 larda Hertz tarafından deneysel olarak doğrulandı ve böylece elektromanyetik dalgalar günlük yaşamdaki kullanımımıza girmiş oldu.
Elektromanyetik dalgaların varlığını madde ile etkileşiminden biliyoruz. Örneğin göremediğimiz X ışınlarını bir canlı üzerine düşürdüğünüzde, yansıyan kısımdan kemik dokunun görüntüsünü alabilirsiniz. Göremediğimiz radyo dalgalarını anten dediğimiz sistem üzerine düşürdüğünüzde bazı akımlar oluşur. Göremediğimiz kızılötesi ışınlar madde ile etkileşerek maddenin sıcaklığına bağlı olarak değişen frekanslardaki kısmını yansıtır ve bir kısmını soğurur. Görmek, elektromanyetik dalgaların madde ile etkileşiminin oldukça özel halidir. Görünür frekansa denk gelen frekanstaki elektromanyetik dalga göz ile etkileşime girer, bazı sinyaller (akımlar) oluşur ve beyin bunları işleyerek görüntüye kavuşuruz.