Öncelikle şunu netleştirelim. Evrim canlılığa has değildir. Sadece popülasyon (varlık grupları), kalıtsal çeşitlilik ve nesil atlama gereklidir. Görebileceğiniz üzere tanımda "canlılık" diye bir zorunluluk yok. Bu yüzden virüsler evrimleşebiliyor. Hiçbir canlı varlık olmamasına rağmen evrimsel algoritmalara tabi tutulan sanal popülasyonların kalıtsallığı olabildiğini, dolayısıyla evrimleşebildiğini görmekteyiz. Hatta astronomik skalada, bir nebuladan oluşacak yıldız sistemlerini, o nebulanın malzeme kompozisyonunun belirlediğini ve bunun süreğen olduğunu, dolayısıyla bir nevi kalıtsallık olabildiğini görmekteyiz.
Bilinç, hala tam olarak çözülememiş olsa da şu ana kadar bildiklerimiz çerçevesinde nörolojik bir olay. Gezegenler ve galaksilerde bunun olduğunu sanmıyorum. En azından şu anlık. Tabii ki ona benzer mekanizmalar olduğunu ya da bilinç için nöronlara gerek olmadığını savunan akımlar da var. Hatta yıldızların, galaksilerin, gezegenlerin doğup ölmesi gibi benzetmeler belki de benzetme değildir aslında. Gerçekten şu an bilinci vardır, bilemiyoruz. Belki yoktur ama sonradan ona benzer yapılar oluşabilir. Önce bilincin tam olarak ne olduğunu anlamamız gerekiyor. Daha sonra nasıl ortaya çıktığını, çıkabileceğini anlamamız gerekiyor. Bunları tam bilmeden üzerine düşünülebilecek birçok olasılık hala duruyor olacak. Bu da onlardan sadece biri.