Benim favorilerimde 1. sırayı Heraklitos alır. "Değişmeyen tek şey değişimdir." sözüyle değişimin evrensel bir gerçeklik olduğunu belirtmesi, favorim olması için en büyük nedendir. Bu bakış açısı evrimin, fizik-kimya yasalarının... bile ham maddesi olabilir (bence). -Tabii sonrasında "Gerçek tektir, değişmez" diyen (hıh saçmalık) Parmenides gibi kişiler de çıkmıştır.- Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz, sözü beni hep düşündürmüştür. Onu tanıdıktan sonra kahvaltıda çay içerken her yurdumun farklı olduğunu dolayısı ile hep farklı çay içtiğimi düşünmek güzel bir his. İçimden Heraklitos ile konuşurken çay bardağını çaydanlıktaki yansımama uzatarak "şerefe" dediğim de olmuştur :')
2. sırada ise "Çok gezen bilir" önermesini yanlışlayan Immanuel Kant var. 79 yıllık yaşamı boyunca Königsberg'ten çıkmamış olması, "İlber Ortaylı olup gezmek mi, Immanuel Kant olup evinde oturmak mı?" sorusunu sordurtuyor. Evinde oturmak dediğime bakmayın, her gün aynı saatte yürüyüşe çıkarmış. Hatta Fransız devrimi olacağını haber aldığında yürüyüşünü aksattığı için Königsbergliler "ya öldü ya önemli bir şey oldu" diye düşünmüşler. Bir de Evrensel Ahlak Yasası var tabii ki. Çıkarsız iyilik yapmayı savunuyor kendileri. Dinlerin, ideolojilerin, desteklenen takımların, partilerin vs. buyruğu altında kalmadan yapılan iyilik... "Öyle bir davran ki davranışın temelindeki ilke, tüm insanlar için geçerli evrensel bir yasa olsun." diyerek ahlâkın değerini belirtmiştir. "Dünya'da bir kişi kalsa ahlâktan bahsedilebilir mi?" sorusunu Kant ile tartışmak isterdim.
3. sırada Bertrand Russell var. Bir gün tanrının karşısına çıkarsa ona ne diyeceğini soran öğrencisine "Bize daha fazla kanıt sunmalıydın, derdim" diyen Russell. "Gazeteler biri defasında öldüğümü yazmıştı ama kanıtları yakından yakından inceledikten sonra bu açıklamanın yanlış olduğunu anladım." diyecek kadar şüpheci (bir o kadar da komik) olan Russell.