Gelişmiş ülkelerde çalışma saatlerinin azaltılması, yıllık izinlerin artırılması, hamilelik ve çocuk bakım izinlerinin (üstelik bazı ülkelerde babaya da ciddi izin hakları tanınabiliyor) artırılması neticesinde, ciddi iyileştirmelerin olduğunu görebiliyoruz.
Bu ülkelerin medeniyet anlayışlarının çok ileri seviyelere ulaştığını, şirketlerin/kamu iktisadi teşekküllerinin kar hırsından ziyade, insanın mutluluğunu esas almasından kaynaklandığını sanmıyorum (her ne kadar hedef buymuş gibi gösterilse de). Şirketlerin kendilerine verimliliği esas almaları ve gerekli altyapı yatırımları ile otomasyon sistemlerinin kurulması sayesinde, emek yoğun ortamdan çıkmaları ve üstelik çalışan kesimin mutluluğunun verimi ve işe odaklanmayı artırdığını keşfetmelerinin temel nedenler olduğunu düşünüyorum.
Bu şekilde düşünmemin sebebi ise şu: Batı orijinli şirketlerin otomasyon yatırımları yapsa dahi, emek yoğun sektörler günümüzde hala varlığını sürdürmekte ve bu tarz sektörlerdeki yatırımlarını kendi ülkelerine değil, gelişmekte olan ülkelerde yaptığını görüyoruz. Yani batı kültürünü taşıyan şirket, yaptığı yatırımlar doğrultusunda bu fabrikalarda istihdam ettiği işçilere, kendi ülkesinde uygulanan hakları mı tanıyor, yoksa o ülkede mevcut olan yasal mevzuata mı uyuyor? Kendi ülkesinde henüz çocuk kabul edilen ve çalıştırılması yasak olan işgücünden tutun da, çalışma iznini alamamış kaçak göçmenlere kadar (aşırı düşük ücretle) her türlü fırsatı değerlendirdiklerini görebiliyoruz.
Bir diğer yöntem de gelişmekte olan ülkelerdeki taşeron firmaların kullanılması. Bu durumun bir üst paragrafta anlatılanlardan daha vahim sonuçları vardır. Üreticiler üzerindeki aşırı fiyat baskısı, iş güvenliği sorunları, sağlıksız çalışma koşulları, çocuk işçi çalıştırılması, sosyal güvenliği olmayan kaçak işçi çalıştırılması, uzun mesailer gibi sorunları da beraberinde getirir.
Sonuç olarak; bence ortada ciddi bir aldatmaca var, batılı şirketler sermaye ve marka olabilme güçlerini hala sonuna kadar kullanabiliyor. Ve maalesef sorunuzun kısa cevabı EVET. Bu iyileştirmeleri kolaylaştıran nedenlerden birisi de, gelişmekte olan ülkelerdeki işgücünün sömürülmesidir. [1]
Kaynaklar
- D. Acemoğlu. Why Nations Fail: The Origins Of Power, Prosperity, And Poverty. ISBN: 9780307719218.