Hani bir zamanlar ilk akıllı telefonlar çıktığında, kimisi "Bu aletler cebimizdeki küçük bilgisayarlar olacak" deyip inanılmaz heyecanlanmıştı, kimisi de "Eh, telefon işte, ne kadar değişiklik yaratabilir ki?" diyerek burun kıvırmıştı. Yapay genel zekâ (YGZ) geldiğinde de benzer bir sahne yaşayacağız; ama bu kez ölçek, neredeyse telefonun telefon olması kadar temel bir sıçrama yerine, belki de tüm insanlığın çalışma, öğrenme ve düşünme biçimini tepeden tırnağa değiştirecek kadar devasa bir dönüşüm olacak. Eğer YGZ'yi, zekâ fonksiyonunu diye tanımladığımız bir fonksiyon olarak düşünürsek, bu fonksiyonun türevi (yani ) insanın mevcut kapasitesine oranla katlanarak artabilir. Örneğin ekonomistler, 2030'a kadar 19,9 trilyon dolarlık bir ek katkı öngörüyor ve bu, global GSYİH'nin yaklaşık %3,5'ini oluşturabilir.[1] Yani bir bakıma, logaritmik ölçekte değil de üstel bir ölçekte büyüme bekleyenler haksız sayılmaz.
Diğer yandan, "Peki istihdam ne olacak?" diye soranlar da var. Zamanında dokunmatik ekranlar yüzünden tuş takımlı telefon üreticilerinin işi bitmişti, ama telefon üretimi yepyeni alanlar açtı. AGI düzeyine gelindiğinde ise, tahminlere göre 2027'ye kadar iş dünyasındaki görevlerin %42'si otomatikleşebilir.[2] Düşünsenize, bir sabah uyanıyorsun ve muhasebe raporlarından kimya laboratuvarı deney analizlerine kadar çoğu işi, bir makine senin kadar (hatta belki daha da iyi) yapıyor. Matematiksel olarak, iş piyasasındaki bu dönüşüm ile ifade edilirse, gibi çarpıcı bir formülle özetlenebilir. Ama merak etmeyelim çünkü işlerin "niteliği" dönüşecek, yani "işin bitti" değil, "yeni iş alanları seni bekliyor" demek daha doğru olabilir. İnsanlar hâlâ yaratıcılık, duygu yönetimi ve derin sezgi konularında rakipsiz kalabilirler; neticede bir AGI, senin "gönül kırıklığına hüzünlü bir şiir yazma" kapasitesini tam olarak deneyimlemediği sürece kalbin sözünü tam dinleyemeyebilir. (Evet bu sözleri Sena Küçükkıvanç yazıyor 😂, ancak aradaki farkı belirteyim, bu bahsettiğim başlangıç AGI'ı. Yani aslında bizim için sonun başlangıcı ve ciddi anlamda korkmamızı gerektiren anların sayılı olduğu günler yani.)
Ha, bir de işin karanlık tarafı var: "Ya AGI kontrol edilemezse?" sorusu. (Yorumum: Bence kontrol falan hikâye, kendinden daha üstün bir varlığı kontrol etmeye çalışmak boşa çaba.) Anketlere göre, en az %5'lik bir kesim, AGI'nin insanlığın sonunu getirebileceğinden endişeli.[3] Hani 1900'lerin başında "Bu elektrik iyi hoş da, kablolarla kendimizi mi yakacağız?" kaygısı vardı ya, biraz ona benziyor ama birkaç kat daha büyüğü. Şu an bile AI üzerine çıkan düzenlemeler logaritmik değil üstel hızda artıyor: 2016'da sadece 1 tane varsa 2023'te 25 farklı düzenleme konuşuluyor, üstelik son yılda %56,3'lük bir artıştan söz ediliyor.[4] Bu da gösteriyor ki; AGI gerçeğe dönüştüğünde, yasa koyucular, şirketler ve hatta sabah evinde kahvaltı ederken haberleri izleyen sen-ben bile "Bu işin normali nedir?" diye epeyce kafa patlatacağız.
Yani dünya muhtemelen kökünden değişecek ama ekmek hâlâ ekmek olarak kalacak—ya da kim bilir, belki de ekmeğin formu da 3B yazıcıdan çıkmaya başlar.
Ne zaman o dev AGI kapımızı çalar, o zaman... O zaman işte gerçekten şansımız kalmayacak.
Kaynaklar
- C. Edwards. 2025 Predictions: Enterprises, Researchers And Startups Home In On Humanoids, Ai Agents As Generative Ai Crosses The Chasm. (5 Aralık 2024). Alındığı Tarih: 25 Aralık 2024. Alındığı Yer: NVIDIA Blog | Arşiv Bağlantısı
- news AU. Ai Campaigner Says Ceos Are ‘Freaking Out’ About Rapid Advancement As Humanity Approaches Point Of No Return. Alındığı Tarih: 25 Aralık 2024. Alındığı Yer: news AU | Arşiv Bağlantısı
- T. Pillay. Katja Grace. (5 Eylül 2024). Alındığı Tarih: 25 Aralık 2024. Alındığı Yer: nextgen | Arşiv Bağlantısı
- Stanford. Ai Index Report 2024 – Artificial Intelligence Index. Alındığı Tarih: 25 Aralık 2024. Alındığı Yer: Stanford | Arşiv Bağlantısı