Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
10

Evrimsel süreçte yok olan bir duygu var mıdır ?

Öfke, neşe gibi benzer duygular körelmiş olabilir mi?
476 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
2 Cevap
Fatih Dağdelen
Fatih Dağdelen
1,298 UP
Yazar

“Nerde mi tanrı? Söyleyeyim: ÖLDÜRDÜK ONU, sen, ben. Hepimiz onun katilleriyiz. Peki bunu nasıl yaptık? Nasıl yutabildik denizi? Bütün evreni silmek için süngeri kim verdi bize? Yeryuvarlağını güneşten boşlamakla ne yapmış olduk? Şimdi nereye gidiyor? Biz nereye gidiyoruz şimdi? Bütün güneşlerden uzaklaşıyor muyuz? Dalmıyor muyuz boyuna: Geriye doğru, yana, ileriye doğru, bütün yönlere? Aşağı diye, yukarı diye bir şey kaldı mı? Sonsuz yokluk içindeymiş gibi yoldan sapmıyor muyuz? Soluğunu duymuyor muyuz boş uzayın? Daha da soğumuş değil mi? Gece üstüne gece değil mi yaklaşan? Sabahları fener yakmamız gerekmez mi? Tanrıyı gömen mezarcıların gürültüsünü hiç mi duymuyoruz? Tanrılar dahi çürürler. Tanrı öldü…”

Nietzsche'nin bu sözü senin de sorduğun soruyu sürekli olarak aklıma getirir. Bir cevap niteliği taşımasa da bu konudaki görüşümü belirtmemin senin de düşüncene -en azından- felsefi bir boyut kazandırabileceğini düşündüm. Örneklerimi korku duygusu özelinde vereceğim.

Tüm Reklamları Kapat

Nietzsche'nin paragrafını şu yüzden verdim: Yıllar boyunca doğa olaylarının ardında yattığına inandığımız tanrısal güçleri bilimin gelişmesiyle yok ettik. Hepsi birer mitten ibaret kaldılar. Örneğin Freud bunları psikoloji kuramlarını isimlendirmekte kullandı. Yahut birer yıldız ismi olarak kaldılar. Onlardan korkuyor, onlara yaranmaya çalışıyorduk. Antik Yunan uygarlıkları büyüsel-törensel etkinliklerini (örn. tiyatro) erken dönemlerinde eğlence amaçlı yapmıyorlardı, bu tamamen "ibadet" amaçlıydı. Bunun temelinde yatan şeyse korkuydu. Açlıktan, kıtlıktan, doğal afetlerden korkmak. Verebileceğim bir diğer örnek de, kesin olmamakla birlikte, geceleri sanki yüksek bir yerden düşer gibi uyandığımızdaki o korku. İlkel çağlarda vahşi hayvanlardan korunmak için ağaçlarda yatan atalarımızın düşme korkusunun bir uzantısı olduğunun söylenmesi.

Tüm bu örneklere baktığımızda altlarında yatan duyguların şimdilerde başka anlamları olduğunu görüyoruz. Bu da bizim duygularımızdaki değişime işaret ediyor. Temel de bu duyguları bize yaşatan beynimizdeki sinir yığınlarının onları ne amaçla kullandıklarının değiştiğini görüyoruz. Mutluluk, mutsuzluk, kaygı, öfke, korku... Bunlar temelde değişmedi ve zannediyorum değişmeyecekler. Ancak yoğunlukları değişti. Örneğin inancın yitirilmesini, uzayın boşluğundaki yalnızlığımızı "tanrı öldü" diyerek belirten Nietzsche, yeni bir korkuya işaret ediyordu: anlamsızlık, amaçsızlık, yalnızlık korkusu. Tanrı korkusu ve yalnızlık korkusunun "korku" denilen duyguda birleştiği aşikar. Fakat artık korku dediğimizde aklımıza gelen son şey "tanrı" olabiliyor.

Tüm Reklamları Kapat

Yine evrimsel olarak bir varsayımda bulunabilirim. Toplum içindeki huzursuzluk, ayrımcılık, ötekileştirme, ölümler, savaşlar bitecek olursa bu konularda korku duymanın da körelmesi mümkün. Bir süre sonra "korku" denilen duygunun dahi nasıl bir şey olduğunu hatırlamayabiliriz. Belki ağaçta yatmak zorunda kalan bir atamızın uzantısı olarak anlam veremediğimiz bir korku rüyası görüp uyanırız, hepsi bu.İyi düşünmeler...

188 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. BÖYle Buyurdu ZerdÜŞt. (11 Haziran 2019). Alındığı Tarih: 11 Haziran 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
12
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Merve Arıcıbaşı
PhD Veterinary Sciences
Orijinal Soru: Duygularımızın evrimsel surecteki degisimi nasildir? İlkel insanlarda bizimle ayni duygulara sahip miydi?Süreç içinden elenen duygular var mıdır?

Sosyolog Jonathan Turner insanları diğer pirimatlardan ayıran şey duyguların evrimi olmuştur diyor. 4 temel duygu; öfke, üzüntü, korku ve mutluluk. 3/4'ü negatif olan bu temel duygular insanların hayatlarının devamlılığı için gerekli olan grupları bir arada tutmak için pek elverişli değil. Ama bu duyguların ikili ve üçlü birleşimlerinden doğan duygularla insanlar topluluk halinde kalıp yaşamayı başardı. Korku ve öfke kıskançlığı oluşturdu, korku ve mutluluk dinle de bağlantılı olan huşuyu. Üzüntü, korku ve öfkenin birleşimi utanç, suçluluk duygusunu oluşturuyor.

Böylece elin işlemesiyle alet ve inşayı geliştirirken aynı zamanda dil, düşünce ve sosyal etkileşimle birlikte duygular çeşitlenip karmaşıklaştı.

Tüm Reklamları Kapat

119 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. Duyguların Evrimi. (14 Eylül 2020). Alındığı Tarih: 14 Eylül 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close