İlk çivi yazılı kil tabletler M.Ö.3200 yıllarına rastlıyor. Bu tabletlerin anlatılarına göre; evren, Dünya ve tüm canlıların yaradılışı doğa üstü güçleri olan tanrılara dayandırıldığını görüyoruz. Bu inanış ve düşünce anlayışı M.Ö. 6 yüzyıla kadar bu şekilde devam ediyor. Felsefenin kurucusu Thales ve öğrencileri ilk kez doğanın işleyişini tanrılardan bağımsız olarak gözlem ve deneylere dayandırarak anlamlandırmaya çalışıyor. Dönemin pek çok filozofu tanrı veya tanrıların varlığını kabul ederek açıklama çabasında iken, Anaksimandros gibi bazı filozoflar salt doğa gerçekleri üzerinden düşüncelerini geliştiriyorlar. Canlıların diğer türlere dönüşümlerinin ilk fikirleri de İlk Çağ felsefecileri tarafından ortaya atılıyor (o dönemde de bu filozofların başına gelmedik kalmıyor).
Semavi dinlerin ortaya çıkışı ve Orta Çağa geçiş ile birlikte bu fikirlerin gelişimi duruyor, her ne kadar 800-1200 yılları arasında İslam düşünürlerinin bu felsefecilerden etkilendiğini ve fikirleri üzerinde çalıştığını görsek de geniş halk kitleleri tarafından ciddiye alınmadığını görüyoruz. Gerçek anlamda ve bilimsel verilere dayandırılan ilk ciddi evrim görüşü Darwin tarafından ortaya konuluyor ve 1859 yılında yayınladığı kitabı gerçekten büyük ses getiriyor. Elbette ciddi bir kesim bu kitaba büyük bir tepki veriyor, hatta buna geniş bilim çevreleri de dahil.
Sonuç olarak: Soru bana biraz tersten sorulmuş gibi geldi, zaten toplumların tamamı bu görüşe yazılı tarih boyunca ön yargılıydı. Sorunun "Tüm toplumların kökten kabul ettiği yaradılış fikrine karşı, evrim görüşü nasıl kabul görebildi, Darwin çalışmalarında neleri başardı da insanlar buna ikna olabildi?" şeklinde sorulması gerektiğini düşünüyorum.[1]
Kaynaklar
- E. Ertuğrul. İnsan Evriminin İnkarı, Daha Fazla Önyargı Ve Irkçılıkla Bağlantılı - Arkeofili. (5 Nisan 2022). Alındığı Tarih: 30 Mayıs 2024. Alındığı Yer: Arkeofili | Arşiv Bağlantısı