Bu konuda verilebilecek en büyük kanıt, ortak özellikleri tespit etmektir. Mesela omurga yapısına bakarak omurgaya sahip tüm canlıların ortak bir atadan geldiğini söyleyebiliriz. Aynısı diğer organlar için de geçerli. Ama omurga yeterince eski değil. Tüm canlıların ortak atadan geldiğini söyleyebilmemiz için tüm canlılarda ortak olan bir yapı bulmamız lazım.
Bildiğimiz tüm canlıların genetik kodunun ya DNA yada RNA bazlı olması cevap olabilir. Evrende başka bir yerlerde, başka canlılar kalıtımsal metodlar için başka yollar geliştirmiş olabilirler, veya DNA ve RNA yerine direk organa has bölgesel protein yumaklarıyla da ve onların santral dogmadan farklı metodlarla kopyalanarak çoğalıtlmasıyla, bizimkiyle aynı bir genetik koda ihtiyaç duymadan yaşayabilen canlılar olabilirdi. Lakin dünya üzerindeki tüm yaşam, ve buna canlı olmayan virüsler bile dahil, genetik kodda ortak bir metod ve yapı sistemini paylaşıyor. Bu, canlılığın son derece temel özelliği ilk canlıların üreme sistemlerini geliştirdiklerinde en azından RNA'ya veya onun bir proto versiyonuna sahip olduğunu, ve bizim ondan evrildiğimizi kanıtlamaya yeterlidir.
Örnekler çoğaltılabilir. Dünya üzerindeki tüm canlılarda bulunan 23 ortak protein, tüm canlıların zorunlu olarak yaptığı temel döngüler (üreme, hücresel solunum ve glikoliz basamakları)...
Kaynaklar
- Yazar Yok. Nat Geo. (30 Mart 2020). Alındığı Tarih: 30 Mart 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı