Bilim dilinde "yasa" kelimesini kullanmak pek hoş karşılanmaz ve bunun yerine "teori"kelimesi tercih edilir ki bilimin doğasına ve yaklaşımına da oldukça uygundur. Bilimsel teoriler zamanla değişebilir ve farklı yaklaşımların ortaya çokması ile verilerin değerlendirilmesine yeni bakış açıları getirebilir. Bir örnek verecek olursak: 19. yüzyılda Newton fiziği öylesine yanlışlanamaz hale gelmişti ki bilim dünyası "Newton Yasaları" olarak adlandırmaya başlamıştı. 1900'lü yıllara geldiğimizde Einstein kütleçekime bambaşka bir yorum getirdi ve Genel Görelilik teorisi ortaya çıktı. Günümüzde bu teori de henüz yanlışlanamadı, ancak geçmişten ders almış olamlıyız ki "yasa" olarak tanımlamak yerine "teori"kelimesi tercih edilir. Kaldı ki bilimde yasa (kanun) kelimelerini kullanmak bilimin işleyişine de aykırıdır. Yani ortaya tüm yönleri ile yanlışlanamaz bir teori koysanız bile, eldeki veriler ile test edilmeye devam edilmeli ve sonuçlar değerlendirilmelidir. Yani teoriniz her ne olursa olsun yanlışlanabilir doğasını korumalıdır. Yanlışlanamaz olarak değerlendireceğimiz durumlar da vardır, fakat bu bilim ile alakalı değildir. Örneğin dinler; semavi dinlerin yaklaşımına göre "tanrı, yani yaratıcı bir güç vardır ve tartışılmaz" işte bu dinler açısından bir yasa olarak kabul edilebilir ve yanlışlanabilir bir tarafı yoktur.
Genel Görelilik üzerinden devam edecek olursak: Bu teori bize hala karadeliklerin veya Büyük Patlamanın tekillik hallerini açıklayamıyor. Hatta kütlelerin sebep olduğu uzay-zaman bükülmesinin neye göre olduğunu açıklasa da nedenini tam olarak açıklayabilmiş değil. Parçacık-alanlar dünyası ve Genel Göreliliği birlikte kapsayan ve teoriyi daha ileri bir aşamaya götürecek farklı bir yaklaşıma ihtiyacımız olduğu çok açık. [1]
Kaynaklar
- Ç. M. Bakırcı. Bilimsel Yöntemin Basamakları Nelerdir? Hipotezler İspatlanınca Teori, Daha Da İspatlanınca Kanun Olurlar Mı? - Evrim Ağacı. (15 Ağustos 2014). Alındığı Tarih: 22 Eylül 2024. Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı